Çalışma odasında Douglas, ejderha başlı bastonuna tutunmuş, kırmızı ahşap bir sandalyede oturuyordu. Karşısında ise Simon vardı. Baba ve oğul gerçekten de Sharon hakkında konuşuyorlardı.
Simon'ın kemikli parmakları, yarı içilmiş, yanmakta olan bir sigarayı tutuyordu. Dumanın arasında, belirgin yüzünde anlaşılması güç bir ifade belirdi.
Babası tarafından verilen emirle karşı karşıya kalınca gözleri
