26. Bölüm
Cedric'in yüzü buruştu, bana dik dik bakarken ben ona geniş bir sırıtış sundum. Bana hangi telefonu verirsem vereyim umursamayacağına söz vermişti, değil mi?
Eh, bir söz vermeden önce bunu düşünmeliydi...
"Bu da neyin nesi?!" dedi dişlerinin arasından hırlayarak, alnındaki damarlar belirginleşirken gözleri üzerime hançerler gönderiyordu. O hançerler öldürebilseydi, şimdiye kadar ölmüş o
















