SİNCLAIR.
Kalbim göğsümde zıplıyor, ekrana gereğinden fazla baktığım için. Dilim farkında olmadan dudaklarımdan geçiyor ve elimi pantolonuma götürüp acı veren zonklamayı düzeltiyorum.
Tanrım, bu kadın benden kilometrelerce uzakta, ama yine de beni o küçük parmaklarına dolamış durumda.
"Sinclair–" Küçük Greene'in kısık sesi beni düşüncelerimden sıyırıyor ve telefonu tekrar kulağıma bastırıyorum,
















