Sabrina şaşkınlıkla donup kaldı. O anda Sabrina'nın aklına bugünün Sebastian ve Selene'nin nişan partisi olduğu geldi. Sabrina, bir gün öncesinden Lincoln'ün Lynn ailesinin evine parayı iade etmeye gittiğinde bundan bahsettiğini duymuştu. Selene'yi muhteşem bir gelinlikle, boynunda elmas bir kolyeyle, elmas küpelerle ve başında çiçekten bir taçla gördü. Selene, cennetten inmiş bir melek kadar güzeldi. Selene gerçekten de bugünün başrol oyuncusuydu. Kendisine gelince, o burada ne yapıyordu ki? Üzerindekilere baktı: tuğla tozuyla kaplı beyaz bir bluz ve çizilmiş, tüy yumağıyla kaplı siyah bir etek. Dilencilik mi yapmaya gelmişti? 'Sebastian'ın aklında ne tür fikirler vardı?' 'Selene ve onun nişan partisinin kendisiyle ne ilgisi vardı ki, onu burada kendisini aptal durumuna düşürmesi için neden çağırmıştı?' Sabrina'nın kalbine bir öfke dalgası yükseldi. Sabrina, sakin ama üzgün bir ifadeyle Selene'ye baktı. "Evet, ben burada ne yapıyorum?" "Sen! Sabrina Scott! Ne kadar utanmazsın! Bugün Sebastian'la nişan partim var! Üzerin başın kir içinde, topallayan bacakların bile bir araya gelemiyor. Daha demin kaç erkekle birlikte oldun da bana uğursuzluk getirmeye geldin? Defol!" Selene, Sabrina'yı paramparça etmek istiyordu! Sebastian'la bu nişan partisini düzenlemek onun için ne kadar kolay olmuştu ki? Sebastian gösterişi sevmiyordu, bu yüzden düşük profilli kalmak zorundaydı. Bu nişan partisini yaparken bile Sebastian, Lynn ailesine haber vermemişti, onlar ancak babası sorduktan sonra öğrenmişlerdi. Neyse ki Lynn ailesinin de önemli kaynakları vardı, bu yüzden ihtiyaç duyulan her şeyi hazırlamak sadece bir gün sürdü. Selene'nin nişan elbisesi, aksesuarları, Jade'in elbisesi ve Lincoln'ün takımları yüz binlerce dolardan başlayan lüks mallardı. Lynn ailesi birkaç yakın akraba ve arkadaşını bile davet etmişti. Nişan partisi gibi mutlu bir etkinlik için, düşük profilli olsa bile, üç beş arkadaş davet etmek gerekirdi, değil mi? Jade, ana kapının içindeki birkaç arkadaşına ve akrabasına övünerek, "Ford ailesi Güney Şehri'nin zirvesinde yer alsa da, Sebastian mütevazı bir insan. Kayınvalidesi olarak, Sebastian'ın sakin ve güvenilir karakterini gerçekten sevdim." dedi. "Hanımefendi Lynn, Selene Güney Şehri'nin en zengin ailesine gelin gittiği için çok şanslı. Tebrikler! Gelecekte bizim gibi arkadaş ve akrabalar da onun başarısının parıltısından nasiplenebilir, bu yüzden yabancı gibi davranmayın." Aile ve arkadaşlar gülümseyerek Jade'e yağ çekiyordu. Güney Şehri'nin Ford ailesine gelin gitmek isteyen kadınların sayısı, el ele tutuşsalar muhtemelen şehri çevreleyebilirdi, ancak yine de kimin kutsanmış olacağını görmek gerekiyordu. Kutsanmış insanlar, doğal olarak iltifatlarını sunmak için acele eden başkaları tarafından kuşatılacaktı. Lynn ailesinin davet ettiği hanımlar Hanımefendi Lynn'e yağ çekmekle meşgulken, kapıda Sebastian'ı bekleyen Selene'nin çığlık atıp bağırdığını duydular: "Güvenlik, Güvenlik! Şu paçavrayı buradan uzaklaştırın!" Lincoln ve Jade dışarı çıktıklarında Sabrina'yı gördüklerinde çift öfkeden deliye döndü. "Sabrina, sen gerçekten bir işe yaramazsın. Sebastian ve Selene'nin nişan haberini önceki gün duymuş olmalısın, bu yüzden ortalığı karıştırmaya geldin, değil mi?" Jade, şişman parmağını Sabrina'ya doğrulttu ve yüzüne dürtükledi. "Herkese bakın! Şuna bakın, kıyafetleri neredeyse yırtılmış ve komik yürüyor. Daha demin cinsel ilişkiyi bitirmiş olmalı ve birden fazla kez olmuştur. Zaten unutmuştum, Selene geceleri bu tür işlerde uzmanlaştığını söylemişti. Bize uğursuzluk getirmek için işini bitirdikten sonra mı geldin?" "Sabrina, bizim için sorun yaratırsan sana hiçbir şey yapamayız." "Ancak, Sebastian'ı kızdırdıysan, o zaman ölümü hak ediyorsun." Jade, Sebastian'ın adını kullanarak blöf yaparken ve tehdit ederken, acımasız sözlerle Sabrina'yı aşağıladı. Konuklar da sırayla Sabrina'yı suçladı ve azarladı. "Sırf buraya geldin diye Selene'nin ilgi odağı olabileceğini mi sandın? Selene'nin evinde sekiz yıl beslendiğini duydum. Sekiz yıl, ama zehirli bir yılan yetiştirmişler!" "Sen satılık bir kadınsın! Burada iş arıyorsan yanlış yere geldin. Buraya gelmeyi göze alabilen erkekler bile birini işe almayı planlasalar, senin gibi aşağılık malları işe almazlar. Bunun yerine sefalet içinde sokaklarda dolaşmalısın." "Hala gitmiyor musun? Ne kadar nankör bir şeysin! Selene'nin mutluluğunu mahvetmeyi mi düşünüyordun? Ne yapmaya çalışıyorsun? Neden hapishanede çürümüyorsun? Defol! Sebastian seni görmesin yoksa paramparça eder!" Lincoln, Sabrina'yı agresif bir şekilde dışarı itti. Tam o anda, Sabrina ısırma ve öldürme dürtüsü hissetti! Ancak, neden? Sebastian onu buraya neden çağırdı? Arkasından umursamaz bir ses geldi: "O bir dilenci değil. Ayrıca bahsettiğiniz gibi pis bir kadın da değil ve o benim partnerim." Burada bulunan herkes Sabrina'nın arkasındaki kişiye bakmak için döndü. "Üstat Nigel?" Selene şaşkınlıkla ilk soran kişi oldu. "Bayan Lynn, Sebastian'ın nişanlısı olduğunuz için tebrikler." Nigel'in güzel şeftali çiçeği gözleri Selene'ye baktı. "Üstat Nigel, sen ve o..." Selene, Sabrina'ya inanamayarak baktı. "Doğru, Bayan Scott arabadan indi ve nişan partiniz için bugün benim partnerim." Nigel kolunu uzattı ve Sabrina'nın omzuna doladı. Sabrina çaresizce başını Nigel'e yasladı, ardından Selene'ye ve diğerlerine karanlık, soğuk bir bakışla baktı. "Affedersiniz Bayan Lynn, Bay ve Bayan Lynn, ben nişan partinize gelen Üstat Nigel'in partneriyim. Ben şeref konuğuyum." "İçeri gel!" Ani bir şekilde büyük, güçlü bir el Sabrina'nın kolunu çekti ve Nigel'in kollarından onu sürükleyerek çıkardı. Sabrina başını kaldırdı ve Sebastian'ı gördü. "Sebastian, sonunda geldin! Bugün bu elbisede güzel görünüyor muyum?" Selene hızla sordu. "Sebastian, görüyorsun, düşük profilli kalmak istedin, bu yüzden insanları davet etmeye cesaret edemedik, ama bu Sabrina'nın nasıl öğrendiğini bilmiyorum..." Jade gülümsedi ve açıkladı. Açıklamasının yarısında Sebastian'ın yüzündeki soğuk, öldürücü ifadeyi gördü ve devam etmeye cesaret edemedi. "Sen burada ne yapıyorsun?" Sebastian, Lynn ailesinin tamamına akıl almaz bir şekilde baktı. Kendi ve Sabrina'nın nişan partisine kimseyi davet etmemişti; sadece kendisi, Sabrina, papaz ve annesi vardı. Bu düğün sadece annesinin dileğini yerine getirmek içindi. "Ne?" Selene şaşkınlıkla dondu. "Şimdi geri dön!" Sebastian, Selene'ye son derece buzlu bir bakışla baktı. "Aksi takdirde sonuçlarına katlanırsın!" Lynn ailesi ve misafirleri tamamen suskun kalmıştı. Sebastian daha sonra kılıç kadar keskin olan buzlu bakışlarını Nigel'e çevirdi. "Se...Sebastian. Kolumu tutuyorsun..." Nigel cümlesini bile tamamlayamadı. Sebastian'ın Sabrina'nın omzundaki kolları sıkılaştı. "İçeri gel ve şimdi gelinliğini değiştir!"