Gözleri üzerimde geziniyor, sonra şeytani, aç bir sırıtış beliriyor yüzünde. "Muhteşemsin ve bu hayatımda yaşadığım en iyi orgazmdı." "Beğenmene sevindim," diyorum gülerek. "Neden Colfax'ları soyuyorsun?" Elimi sikimden çekmiyor, yavaş yavaş aklımı kaybediyormuşum gibi hissettiriyor. Cevap vermek yerine, eldivenli elimi kaldırıyorum, ne kadar sırılsıklam olduğuna bakıyorum. "Allah'ım, ne kadar da küçük, kirli bir kızsın sen." Gözleri bende kilitli kalıyor, ben de parmağımdaki suyunu yalıyorum, sonra eldivenimi yırtıyorum, tenini tenimde hissetmek için can atıyorum. Tadı içimde vahşi bir şeyleri ateşliyor, beni delirtiyor. Tek düşünebildiğim onu becermek ve sahiplenmek. Bunu yapmaya bilinçli olarak karar vermeden önce, dizlerimin üzerine çöküyorum ve elbisesini pürüzsüz baldırlarından yukarı kaydırıyorum. Dolgun, alt dudağını ısırırken parmakları saçlarımın arasında dolaşıyor. Elbisesi, ıslak pembe külotunun amına yapıştığını, kusursuz am dudaklarının hatlarını ortaya çıkardığını görmemi sağlayacak kadar yukarı kalktığında, daha da yaklaşıyorum ve tahminlerimin doğru olduğunu fark ettiğimde inliyorum. Tıraşlı ve yüzümü en kısa sürede tatlı amına gömmem gerekiyor. Külotunu yırtarak yüzümü kel küçük amına bastırıyorum ve onu içime çekiyorum, parmaklarımı kalçalarına geçiriyorum ve elbisesini yukarıda tutuyorum. "Bekle," diyor, beni hemen olduğum yerde donduruyor. "Durmamı mı istiyorsun?" diye soruyorum, neredeyse cevabı duymaktan korkarak. "Allah korusun, hayır," diyor ve tuttuğum nefesi veriyorum. "Sadece bunu daha önce hiç yapmadığımı söylemek istedim." "Hiç başkasının dolabında yalanmadın mı?" diye soruyorum, ne dediğini anlamaya çalışıyorum, ama yemin ederim tüm kanım beynimi terk edip sikime yerleşmiş ve odaklanmak cehennem kadar zor. Bana tatlı bir gülümseme veriyor. "Hayır, demek istediğim hiçbir şey yapmadım." Aman Allahım! Küçük sırılsıklam amına bakıyorum, sonra şaşkınlıkla ona geri dönüyorum. "Bakire misin?" "Evet," diye fısıldıyor, neredeyse utanıyormuş gibi, bu da kalbimi biraz kırıyor. "Bunu hak etmiyorum," diyorum, çünkü bu Allah'ın cezası gerçek. "Ben bir hırsızım ve asla centilmen olmakla suçlanmadım. Bana bakire olduğunu söylemen, doğru şeyi yapıp elbiseni geri indirmemi sağlamıyor." Gözlerim küçük bakire amına düşüyor. "Kalın sikimi tatlı küçük amına sokup seni bir kadın yapmak istiyorum." Gözleriyle buluşarak ekliyorum, "Benim kadınım." "O zaman yap," diyor, elbisesini alıp tek hızlı hareketle çıkarıyor. Çıplak memelerinin görüntüsü beynimi donduruyor. Küçük kıkırdaması beni o ana geri getiriyor. "Beni ayartma, tatlım." Hala kalçalarını sıkıyorum ve onu bırakıp mutlu yoluna göndermeye kendimi ikna edemiyorum. Bunun yerine, kel, ıslak amına doğru yavaş yavaş yaklaşıyorum, bakire amının siren çağrısına karşı koyamıyorum. "Adın ne?" diye sızlanıyor, yeterince yaklaştığım anda ellerini tekrar saçlarımın arasından geçiriyor. Yüzümü amına bastırıyorum, kokusunu içime çekiyorum, klitorisini burnumla okşuyorum, kalçalarının daha fazlası için yukarı doğru sallandığını hissedene kadar. "Matt," diyorum, neden ona gerçek adımı açıklamayı seçtiğimi merak ederek. Neden bir şeyler uydurmadım? Zaten yüzümü gördü ve bu yeterince kötü. "Matt," diye sızlanıyor, dudaklarımı şişmiş klitorisine bastırıp onu öptüğümde. Tatlı sesinin adımı inlemesi beni bitiriyor. Kimi kandırıyorum ki? Bu adamın malikanesinden onu yanıma almadan ayrılmam imkansız. "Seni yakaladım, bebeğim," diye fısıldıyorum amına karşı, sonra aşağı doğru öperek ve yalayarak kayıyorum, dilimi inleyerek içine kaydırıyorum. Parmakları saçlarımı sıkıyor, onu daha hızlı becerirken, ağzımı tadıyla doldururken kalçalarını yukarı kaldırıyor, küçük amını bana doğru sürtüyor. Kalçalarını morluk bırakacak kadar sıkı kavrıyorum, ama tek yaptığı inlemesini sağlamak ve beni daha da sıkı kendine çekmek, daha fazlası için çok açgözlü. Dilimi dışarı kaydırarak klitorisine doğru kemiriyorum, sonra dizlerini bükecek kadar sert emiyorum. Dilimin ucunu üzerine bastırarak, klitorisini sıkı, hızlı daireler halinde çalıştırıyorum, orgazmın içinden geçtiği anda bir çığlığı bastırmasına neden oluyor, onu titreyen, soluyan bir karmaşa halinde bırakıyor. Kalçalarındaki ellerim onu yere yığılmaktan alıkoyuyor. Dilimi aşağı kaydırıp suyunu aç bir adam gibi yaladığımda inliyor. Eğer bundan kurtulabileceğimizi düşünseydim, gecenin geri kalanını bu dolapta onunla geçirirdim, güneş doğana kadar tatlı küçük amını yerdim. "Siktir," diye inliyor, amına karşı gülümsememi sağlıyor. Gözlerimi ona kaldırıyorum, bir insanın aynı anda nasıl bu kadar seksi ve tatlı görünebileceğine hayret ediyorum. Bana bakıyor ve tüm yüzünü aydınlatan sevimli bir gülümseme veriyor. "Şimdi seni tatmak istiyorum," diyor, daha cevap veremeden beni yukarı çekiyor ve dizlerinin üzerine kayıyor. Hevesli elleri pantolonumu çözmeye çalışıyor ve fermuarım indiğinde ve sikime uzandığında, ne kadar büyük ve sert olduğumu hissettiğinde seksi bir nefes veriyor. Ona göz kırpıyorum ve sikimi onun için çıkarıyorum, ağzının yine o kusursuz O şeklinde açıldığını görünce gülümsüyorum. "Doğru, bebeğim, ağzını aç," diyorum, sikimin başını somurtkan dudaklarının üzerinde gezdiriyorum. İnliyor ve dilini kalın başımın üzerinde gezdiriyor, açgözlüce yarığımı araştırıyor, zevk suyumu yalamaktan doyamıyormuş gibi. Dudaklarını etrafıma sardığında ve beni içine çektiğinde, inliyorum ve ellerimi saçlarının arasından geçiriyorum, koyu, ipeksi tutamları yumrukluyorum, onu daha da yaklaştırıyorum, böylece sikimi ona yavaş yavaş, santim santim besliyorum. Dili üzerimde geziniyor ve tüm uzunluğumu ona saplamaktan kendimi alıkoymak için sahip olduğum her türlü iradeyi kullanmak zorundayım.