Triffany Joey babası arkasından gelirken aşağı indi, gülen annesini ve kızını aşağı getirme konusunda kocasının başarısından mutlu görünen kardeşini gördü. Triffany annesine doğru gitti. "Sana verdiğim tüm sıkıntılar için üzgünüm anne." diye özür diledi. Annesinin kendisi için endişelendiğini biliyordu. Laura başını salladı ve kızının ellerini nazikçe tuttu. "Hayır Triffany, buraya gel." Çocuğuna sarıldı. Triffany, "Artık seni endişelendirmeyeceğim," dedi. Laura dürüstçe, "Bu her annenin bir parçasıdır, her zaman çocukları için endişelenirler," dedi. Triffany yumuşak bir sesle, "Seni seviyorum anne," dedi. Laura da, "Ben de seni seviyorum." diyerek şefkatle yanağına dokundu. "Şimdi yemeğe git, yemeğin orada." dedi. Triffany yemek için ayrıldı. Laura, şimdi bir haber kanalı izleyen kocasının yanına oturdu, ona baktı. "Sende bende olmayan çok şey var." diyerek onun yöntemlerine hayran kaldı. Triffany ile konuşmuştu ama onu aşağı inmeye ikna edememişti, ama kocasından tek bir deneme ile aşağı inmişti ve neşeli hali de geri gelmişti. Trevor omzuna sarıldı ve gülümsedi. "Ailenin içinde ve çocuklarımızı büyütürken benim de bir rolüm var," diye şefkatle söyledi. Birbirlerini sevmişler ve hala aşık olduklarını hissediyorlar. Laura ona baktı ve merakla sordu. "Ona ne söyledin de ruh hali bu kadar çabuk değişti?" diye merakla sordu. "Bu benimle Triffany'nin saklayacağı bir sır." dedi, burnunu sevgiyle sıkarak. Laura ona olan sevgisine gülümsedi. "Tamam, sırrını öğrenmeye çalışmayacağım." "Teşekkürler." Dudaklarından öptü ve ikisi de televizyonu izledi. ... Kulüp partisi. Gabby Zack partide dans ederken görüldü, o sırada bir adam arkasından geldi ve elini kalçasına koydu, kim olduğunu görmek için döndü. "Hey!" Gabby dans ederken gülümsedi, şimdiden ilgiden hoşlanıyordu. Arkadaşı, "Çok güzelsin ve ateşlisin," dedi dudaklarında bir gülümsemeyle. Onunla flört ettiğini bilerek güldü, flört etmeyi de biliyor, oyun başlasın. Ona baktı. "Sen de fena görünmüyorsun." İlgilendiğini gördü. "Sakin bir yere gitmek ister misin, biraz sohbet edelim?" diye sordu. Gabby kulağına yaklaştı. "İçki içmek ve eğlenceli bir şekilde sertleşmek gibi mi?" diye sordu sıcak nefesi kulaklarına yakınken. "Vay canına, bu kızı sevdim." Dudaklarının köşesini yukarı kaldırdı. Gabby, "Kötü kızlar mı?" diye sordu göz kırparak. "Hayır... zekasıyla güzellik." dedi gözlerinde şehvetle. Gabby bunu fark etti, onu sıkılmaktan kurtarabilecek biriydi. "Önce bir şeyler içelim." dedi. İkisi de kulüpteki barda oturdu ve birer bardak viski sipariş etti. "Peki seni bu partiye getiren neydi?" diye sordu. Onu süzdü, vay canına iyi bir vücudu var diye düşündü. "Senin gibi bir kız arıyordum." dedi. Gabby içkisini yudumlayarak, "Kafanı boşaltmak için bir ilişki." dedi. "Buna benzer bir şey, peki sen?" diye sordu. "Partileri seviyorum, şansımı denemiyorum." dedi yüzüne bakarak, tamam yakışıklıydı. Sözlerine güldü ve yaklaştı. "Benimle biraz almaya ne dersin?" diye sordu. Gabby gözlerini devirdi. "Hayır... kalbini kıracağım." dedi sandalyesine yaslanarak. Gülümsedi. "Kalp kırıcıları severim." dedi. Gabby ona baktı, o da oldukça ilginçti. "O zaman sana ne istersen vereceğim." dedi. Ona yaklaştı ve derin, sıcak bir öpücük verdi, nefesini toparlayarak birkaç kelime söyledi. "O zaman şansımızı deneyelim. Kahretsin bu kızın öpücükleri onu daha da çok istemesine neden oldu. "Tamam." Gülümsedi ve belini tuttu, yumuşak dudaklarını daha derin öptü. Gabby kaşlarını çattı ve onu itti, çok hızlı gidiyordu, onu durdurmalıydı. "Biliyor musun?" Sandalyesine yaslandı. "Ne?" diye sordu, kahretsin o dudaklar çok lezzetliydi, daha fazlasını istiyordu. Gabby içkisini yudumladı. "İyi bir öpücükçü değilsin, nasıl öpüşeceğini bilmiyorsun!" dedi ona bakmadan. "Ne!" Ona baktı, söylediğine şaşırmıştı. Gabby tepkisini görmezden geldi ve devam etti. "Öptüğün ilk kız ben miyim, çünkü arkadaşları tarafından zorla buraya getirilmiş, kötü çocuk rolü oynamaya çalışan ıslak bir köpek yavrusuna benziyorsun?" dedi yüzünde sırıtmayla. "Ne!" Biraz sinirlenerek alay etti, küçük bir velet. Gabby ona baktı ve gülümsedi. "Sadece şakaydı." Yüzündeki ifadelere bakmaktan keyif alarak güldü. "Sen kaba bir sürtüksün!" dedi kaşlarını kaldırarak. "Bunu tekrar söyleyebilirsin." Gabby gülümsedi ve içkisini yudumladı. "Sen bir veletsin!" dedi "Evet, öyleyim." Gabby kabul etti, bu birinin ona velet demesi ilk değildi. "Ve yüzüne yakışmıyor." dedi. "Biliyorum," dedi Gabby, sözlerini umursamadan. Yüzüne yaklaştı. "Yine de seni istiyorum ve seni çok istiyorum." İçkisinden bir yudum aldı ve onu eskisinden daha derin öptü. Bundan zevk alıyor gibi görünen Gabby güldü. "Senin tipini seviyorum ama." İkisi de güldü. "Sert oyun için sakin odana gitme zamanı." dedi. Ne demek istediğini anlayarak gülümsedi ve ikisi de kulüp partisini terk ederek onun evine gittiler. Kelsey, Carlos ile iş yerinin dışında buluştu ve ikisi birlikte yakındaki bir restorana gittiler. Siparişlerini verdikten sonra yediler ve nazikçe sohbet ettiler. "Çok güzelsin." Carlos, Kelsey'e gözlerinde aşkla baktı. Ona göre her zaman güzeldi ve bugün üzerine dar bir iş eteği ve lacivert bir gömlek giymişti, kahverengi saçları at kuyruğu şeklinde toplanmıştı. Kelsey kızardı. "Teşekkürler." Onun iltifatlarına asla alışamayacağını biliyordu. Carlos onun kızarmış yüzüne baktı ve gülümsedi. "Bu gece benim evime gelebilir misin? Yalnız uyumak istemiyorum." dedi. "Ne!" Kelsey ona baktı Carlos aptalca bir şey söylediğini fark etti. "Yani yalnız olmak istemiyorum." diye hemen ekledi. Carlos'un kendini düzeltmesine Kelsey gülümsedi, bu haliyle çok tatlıydı, ona ciddi bir şekilde baktı. "İşle ilgili sorunlar mı var?" diye sordu. "Çok stresliyim ve sana ihtiyacım var. Gerçekten bir kucaklamaya ihtiyacım var Kelsey. Sanırım ailemi, büyükannemi, büyükbabamı ve herkesi yüzüstü bıraktım." dedi boğuk bir sesle. "Böyle söyleme." Kelsey ona nazik gözleriyle baktı. Carlos üzüntüyle iç geçirdi. "Üretim sahasının normale dönmesi biraz zaman alacak ve o sözleşmenin son tarihi önümüzdeki ay, nereden başlayacağım?" diye üzgün bir ifadeyle sordu. "Carlos yapabilirsin, eminim." diye onu teselli etti Kelsey. Carlos ona derin gözlerle baktı. "Kelsey iyi ki varsın ve seninle olduğum için mutluyum." dedi. İkisi birbirlerinin gözlerine baktılar. Dudaklarından öpmek için yaklaştı ama telefonunun çalmasıyla kesintiye uğradı. "Cevapla," dedi Kelsey. Carlos tereddüt etti ama sonra telefonu açtı. "Alo, Blake." Hattın diğer ucundan Blake'in endişeli sesi geldi: "Gece kulübünde Gabby'yi bulamıyorum."