Üç kız tam spor salonuna gidiyorlardı ki, iki kız yanlarından geçerken yarın geceki bir partiden bahsediyorlardı. Anlaşılan, parti Reece'lerde verilecekti. Bailey dondu kaldı ve Mira'ya baktı. Mira ne zaman ona söylemeden bir parti vermeye karar vermişti? Aynı derecede kafası karışmış olan Mira, Bailey ve Kristina'ya baktı. "Bana bakmayın, bu Kaleb'in işi olmalı. Annem ve babam onu öldürür," diye homurdandı. Bailey, Mirabella'nın anne ve babasının şehir dışındaki birkaç arkadaşıyla görüşmek için yemeğe gideceklerini hatırladı. Ertesi sabaha kadar eve dönmeyeceklerdi. Kaleb, yine bir parti vermek için bu fırsatı yakalamış olmalıydı. Açıkça görülüyordu ki, son seferden ders almamıştı. Bay Reece geçen sefer o kadar sinirlenmişti ki, Kaleb'e bütün evi tek başına temizletmişti. Ayrıca çimleri biçtirmiş ve çiçekleri budatmıştı. Kristina homurdandı. "Nasıl oluyor da herkes senin evinde bir parti olacağını biliyor ve senin hiçbir fikrin yok?" Mirabella'nın dudakları, ifadesi gibi ekşidi. "Çünkü ev sahibi, benim kardeşim olduğu için lanet bir pislik. O parti benim iznim olmadan olmayacak," diye söz verdi Mira alaycı bir şekilde. Bailey partiyi durdurabileceğini düşünmüyordu, sonuçta Kaleb ile uğraşıyorlardı. O adam, istemediği bir şeyi yapmaya kolay kolay ikna edilemezdi. Ve Bailey, o partiyi durdurmak istemeyeceğine dair bir hisse sahipti. Ama bunu dile getirmek yerine, Bailey ağzını kapalı tuttu ve üçü de Beden Eğitimi dersi almaları gereken spor salonuna doğru yollarına devam ettiler. Ponpon kızları olmalarına rağmen nefret ettikleri bir şeydi. Spor salonuna girdiklerinde, zaten futbol takımından birkaç adamla doluydu. İçlerinden biri de Kaleb'di ve potaya top atıyordu. Erkekler öğretmenlerini beklerken basketbol oynuyorlardı ve kızlar tribünlerde üstü çıplak adamlara bakıyorlardı. Hayranlık duyuyor ve kıkır kıkır gülüyorlardı. Bailey gözlerini devirdi. O adamlar tam olarak ne yaptıklarını biliyorlardı. Özellikle de kızlara göz kırpan Kaleb. Ne zampara. Kardeşini gören Mira, öfke ve sinirle hızla ona doğru yürüdü. Kristina ve Bailey birbirlerine baktılar ve hızla ona yetişmek için yürüdüler. Kaleb'in en iyi arkadaşı Ryan Garcia, Mira'yı ilk fark eden oldu ve başıyla onu işaret etti. Onu fark eden Kaleb, kimin gösterdiğine bakmak için arkasını döndü. İkiz kız kardeşinin iki en iyi arkadaşıyla birlikte ona doğru yürüdüğünü görünce gözlerini devirdi. Gözleri bir an Bailey'ye kaydı ve güzel mavi gözleriyle kesişince gözlerini ondan ayırdı. "Ne istiyorsun Mira?" diye homurdandı Kaleb topu potaya atarken. Top fileden geçti ve adamlardan biri yere düşmeden yakaladı. "Seni küçük pislik. Annem ve babam gittiklerinde yarın gece vermeyi planladığın partiyi duyduklarında bekle sen!" Mira, en ufak bir endişe belirtisi göstermeyen kardeşine öfkeli bir şekilde suçlayıcı bir parmak salladı. "Kardeşini ispiyonlayan o kaybeden mi olacaksın Mirabella? Yoksa sonunda bir sürtük olmayı bırakıp yarın gece iyi bir partinin tadını mı çıkaracaksın? Ryan, muzipçe parıldayan gözleriyle alay etti. Mirabella ve Ryan her zaman birbirlerinin boğazına sarılıyorlardı, neredeyse kardeşinin boğazına sarıldığı kadar kötüydü. Kaleb'in diğer en iyi arkadaşı Stefan öne çıktı ve Ryan ile çak yaptı. "Ben bir sürtük değilim seni işe yaramaz sıçan!" diye bağırdı Mira. Ryan'ın gözleri kısıldı. "O zaman kanıtla. Parti bozucu olma ve iyi bir ev sahibi ol. Hadi ama, eğlenceli olacak!" Ryan kıkırdayıp Mira'ya göz kırptı. Kaleb, kardeşine o şekilde göz kırpmasını beğenmeyerek karnına hafifçe vurdu. Ryan kıkırdayıp karnını tuttu. Kaybeden gibi görünmek istemeyen Mira hırladı. "Tamam. Yarın gece partinin tadını çıkaracağız, değil mi kızlar?" Yanlarında duran Bailey ve Kristina'ya baktı. Kahretsin. Bailey partilerden nefret ediyordu ama Mirabella'nın evinde olduğu için belki bir süre dayanabilirdi. Bu yüzden Bailey başını salladı ve Kristina da aynısını yaptı. Mira çocuklara sırıttı ve söz verdi. "Yarın gece size üç salağa nasıl gerçekten parti yapılacağını göstereceğim." Kaleb homurdandı ve Ryan kıkırdadı, Mira'nın yemi yemesinden açıkça memnundular. "Ah, bu arada Kaleb, kullanılmış mendillerinle işin bittiğinde, bana doğru uçmamalarını söyle. Senin becerip attığın o kızları teselli etmekten bıktım. Pantolonunun içinde tutmaya çalış." Mirabella alay etti ve kardeşine küçümseyici bir bakış attı. Kaleb'in sadece gözlerini devirme ve sinirli bir nefes verme cesareti vardı. Mira kardeşinin sessizliğinden hoşlanmayarak ona baktı. İkizler arasında işler kötüleşmeden, Bailey büyüyen gergin atmosferi yatıştırmak için araya girmeye karar verdi. "Şu adamlardan uzaklaşalım Mira, yoksa sadece Sam'in yakınında durarak bir şeyler kapacağız." Kaleb'in o isimden nefret ettiğini bilerek Sam kelimesini vurguladı. En iyi arkadaşının elini tutarken Kaleb'e baktı. Bailey'nin hakaretini duyan Kaleb'in çenesi kasıldı ve gözleri güzel kıza doğru daraldı. "Dikkat et çiçek." Bailey yerinde durdu ve alçak sesle alay etti. "Neye dikkat edeyim? Etmezsem ne yapacaksın?" Gerginliği yatıştırmaya çalışmak yerine, açıkça onu artırıyordu. Kaleb ona sıcak ve yoğun bir şekilde baktı. Aklında birçok fikir vardı ama bu fikirler onun gibi bir sürtük için çok uygunsuzdu. Bu yüzden sadece baktı. Kazandığını gören Bailey sırıttı ve yanlarında kıkırdayan Kristina ile Mira'yı çekmeye başladı. Ama gitmeden önce çocuklardan biri adını seslendi. Bailey arkasını döndü ve Stefan olduğunu gördü. En azından üç çocuk arasında bir şekilde tahammül edebileceği kişiydi. "Stefan." Başını sallayarak onu onayladı, sonra tribünlere doğru yoluna devam etmek için arkasını döndü. Kaleb orada sessizce öfkelenerek durdu ve Stefan'a baktı, Stefan kaşını kaldırdı. "Ne var adamım? Sadece onu çağırdım, tartışmada seni yenmesi benim suçum değil." Stefan homurdandı. Stefan, Kaleb'i kızdıran ve sinirlendiren şeyin Bailey ile aralarındaki küçük tartışmayı kazanması olmadığını bilmiyordu. Çünkü Stefan'ın gözleri onun kalçalarına yapışmıştı. Ve Kaleb'in en çok istediği şey gözlerini oymaktı. Çenesini sıkarak başını salladı ve topu olan çocuğa onu atmasını söyledi. En iyi arkadaşlarından birine karşı bu kadar kötü niyetli bir şey yapmayı düşündüğüne inanamadı.