CEDRİAN'DAN "Merhaba kuzen Ced," diyor, elini sıkmak için uzatıyor ama ben ellerimi arkamda tutuyorum ve ona ellerinin nerelerde olduğunu bilmediğimi hatırlatıyorum. Muhtemelen ona karşı kötü ve acımasız olduğumu düşünüyorsun ama önce hikayemi dinle. İki yıl önce, hayatımın fırsatını yakaladım. Amerika'daki amcam eğitimime sponsor olmaya karar verdi, bu yüzden onunla ve ailesiyle yaşamaya davet edildim. Bu haber köyde yankılandı. Eşyalarımı topladım ve bu köy hayatına veda ettim. Hatta bazı insanlara ayrılırken hakaret ettiğimi bile söylüyorlar, ki bu doğru değil; hiçbir şey hatırlamıyorum. Neyse, tüm belgeler işlendi ve hayaller diyarına doğru yola çıktım. Amcamın evine vardığımda, bir cadının kızı olan Leisha ile tanıştım. İlk başta çok iyi ve arkadaş canlısıydı, ama dedemin hayatım boyunca beni uyardığı cadı olduğunu nereden bilebilirdim ki? Hemen yerleştim ve büyükbabamın sandalyesine rahatça oturan bu şeytan, her gece odamı ziyaret etmeyi alışkanlık haline getirdi. İlk başta kuzenler birbirini tanımaya çalışıyor sandım. Ama onun bir kurt olduğunu, saldırıya hazırlık için hamlesini hesapladığını nereden bilebilirdim ki? Kısacası, bana hamle yaptı. Benim yerimde olan diğer adamlar onu paramparça ederdi ama bir kardeş gibi onu reddettim ve düzelttim, ona biraz mantık aşıladığımı düşündüm. Kadın aile üyelerinin bana asılmaya çalışması yeni bir şey değildi, bu yüzden onun bana bu kadar düşkün olması sürpriz olmadı. Köydeki teyzeler ve kuzenler bile beni baştan çıkarmaya çalıştılar ve bu da çoğu amcam tarafından kara listeye alınmama neden oldu. Çok yakışıklı ve çekici olmam benim suçum değil; lütfen övünmediğimi unutmayın. Ama gerçekten yakışıklıyım. Küçük bir çocukken insanlar beni kız sanıyordu. Ailemin kadın üyeleri sadece aşırı azgın. Ziyaret ettiğim tek amcam Marcelo çünkü karısı kör ve sadece erkek çocukları var. Amerika'daki amcama dönersek, bir akşam duş alırken bu cadı Leisha çıplak geldi ve beni baştan çıkarmaya çalıştı. Onu itmeye çalıştım ama banyodan geçen amcam kargaşayı duydu ve bizi buldu. Kurtarıldığımı düşünürken, cadı hikayeyi bana çevirdi ve kendisine tecavüz etmeye çalıştığımı söyleyerek ağladı. Amcam ona inandı ve bana uçak bileti için para bile vermeden beni gönderdi. Yabancı bir ülkenin soğuk sokaklarında uyurken dedemi arayıp benim için para toplamasını sağlamak zorunda kaldım. Aptal kadınlar, dedem haklıydı, bu yaratıklar bir hayatı mahvedebilir. Aynen böyle, bir sınıfa bile girmedim. Şimdi bu cadı oturma odamda oturuyor, bir bardak su yudumluyor. "Otur Cedito," diye emrediyor anneannem ciddi bir sesle. (Anneannem bana her zaman Cedito derdi; ilk adımdı ama dedem birinci sınıfa başladığımda adımı Cedrian olarak değiştirdi çünkü diğer çocukların bana zorbalık yapmasını hiç istemedi.) "Anneanne, onu neden eve aldın ki? Bana ne yaptığını unuttun mu?" Anneannem bana ciddi bir yüz ifadesi veriyor ve oturmamı emrediyor. "Telafi etmeye geldi," diyor odadan ayrılırken. "Sana verilen tek şansı mahvettikten sonra ne tür bir telafi yapabilirsin, Leisha?" "Dinle Cedy, o zamanlar gençtim," diye cevaplıyor. "Sadece iki yıl oldu, hangi zamandan bahsediyorsun, cadı?" "Cedrian, lütfen bitirmeme izin ver. Yanlış yaptığım tek kişi sensin ve seninle işleri düzeltmezsem kendimi asla affetmeyeceğimi düşünüyorum." "Pekala Leisha, zamanı geri çeviremezsin, cadı olsan bile." Beni görmezden geliyor ve devam ediyor, "Evet, zamanı geri çeviremem ama sana benzer bir şey sunabilirim," diye açıklıyor. "Bir kuzenim babama bir iyilik borçluydu, bu yüzden ona senden bahsettim ve o da sana Amerika'da bir iş teklif etmeyi kabul etti." Alaycı bir şekilde gülerek ona baktım. "Bu duşta başladığın işi bitirmek için bir numara mı?" diye soruyorum kafam karışık. "Hayır, Cedi, bu bir numara değil; artık değişmiş biriyim ve sana olan ilgimi atlattım. İyi bir iş olmadığını biliyorum ama üniversiteye gitmek ve anneanneme geri göndermek için para biriktirebilirsin." Şimdi kafam karıştı ve heyecanlanmalı mıyım yoksa heyecanlanmamalı mıyım bilmiyorum. Kafam karışık bir şekilde ona bakıyorum. "Yaşam koşulları hakkında endişelenmene gerek yok; Babam zaten halletti. O gece seni nasıl kovduğuna dair bir özür olduğunu söyledi." "Bir özürle ne demek istiyorsun, Leisha?" "O gece olanlarla ilgili tüm gerçeği ona anlattım; pişmanlık duymadan edemedi. Onu arayayım." Hattını arıyor ve telefonu bana veriyor. Yaşlı adam özür diliyor ve Leisha'nın teklifini doğruluyor. Özürünü kabul ediyorum, içimde derinlerde bu anlaşma hakkında daha fazla şey duymak için kabul ettiğimi biliyorum. Telefonu kapatmadan önce biraz sohbet ediyoruz. "Evet, Cedy, sana ikinci bir şans verildi. Benim için endişelenmene gerek yok çünkü nişanlımla Fransa'da olacağım." "Gerçekten mi, nişanlı mısın? Hayatın gerçekten değişti," diyorum, dönüp bakarak. Birkaç saniye sessiz kalıyor, sonra seyahat belgelerini bana veriyor. "Bunları nasıl bu kadar çabuk aldın?" diye soruyorum şaşkınlıkla. "Nişanlım göçmenlik bürosunda çalışıyor, bu yüzden bir iyilikti." Ona bakmaya devam ediyorum. "Yani, Cedy, bu bir evet mi hayır mı?" "Bilmiyorum Leisha, bu o kadar beklenmedikti ki önce anneanneme sormam gerekiyor." Cümlemi bitirmeden, dinlemekle meşgul olan anneannem, paketlenmiş çantamla birlikte geldi. "Hemen gidiyorsun Cedito; hayatta ikinci bir şans elde eden herkes değil. Bana para göndereceğin sürece benim için endişelenmene gerek yok." "Ama anneanne, seni yalnız bırakmayacağım; bunu kabul edemem," diye cevaplıyorum üzgün bir yüzle. "Kimi yalnız bırakıyorsun? Bana bakacak bir sürü torunum var. Git çalış ve eğitim al, sonra gel beni al." "Ama anneanne........" "Hayır, hayır Cedito, bu cadı telafi ediyor; al onu. Başarısız olursa geri gelir ve başka bir şey denersin. Kaybedecek neyin var? Dualarım sonunda kabul oldu. Dedem şu anda mezarında dans ediyor olmalı." "Onunla git lütfen, Cedito'm," diye yalvarmaya başlıyor ve dizlerinin üzerine çöküyor. "Tamam, tamam onunla gideceğim." "Ne tür bir işten bahsediyoruz, Leisha?" "Pek değil ama şirket çok büyük ve iyi para ödüyorlar." "Ne? Temizlikçi!" Ona hayal kırıklığıyla bakıyorum. "Cedito, sana kendinden sonra çok iyi temizlik yapmayı öğrettim; dolar için temizlik yapmak sorun olmamalı," diye belirtiyor anneannem. "Ama anneanne, bu cadı fırsatımı mahvetti ve şimdi benim temizlikçi olmamı mı istiyor?" "Cedrian, bu sadece bir basamak; burada milyarlarca dolarlık bir şirket için temizlikten bahsediyoruz." "Leisha temizlik temizliktir. İster çok trilyon dolarlık bir şirket için temizlik olsun, yine de temizlik olarak kalıyor!" "Aylık altı bin dolar kazanacaksın," diyor, "bazı ödeneklerle daha da fazla." Dehşet içinde donup kalıyorum. "Ne dedin sen?" "Evet, Cedi, beni doğru duydun." "Cidden mi!! Buradaki devlet memurları ortalama 200 dolar kazanıyor ve sen bana onların maaşlarının üç katından fazlasını kazanacağımı mı söylüyorsun?" "Evet, Cedi, gidebilir miyiz artık?" "Önce bazı arkadaşlarıma ve aileme veda etmem gerekiyor. Bavul hazırlamam gerekiyor; bir şeyler almam gerekiyor." "Böyle şeyler için endişelenmene gerek yok Cedito; bu köydeki insanlar kıskanç insanlar. Sadece tekrar düşüşün için dua etmeye başlayacaklar; sadece git," diyor anneannem beni dışarı iterek. "Arkadaşım Carlos'a ne olacak?" "Sadece onu ara oğlum, anlayacaktır." Ve işte böyle tekrar Amerika'ya gittim. Belki kadınlar hakkındaki duruşumu yeniden düşünmeliyim; hepsi kötü değil ama bunu eleştirel bir şekilde düşündüğümde, bunu sadece suçluluk duygusundan yaptı, bu yüzden duruşum hala geçerli.