İngrid, Epean deri koltuğa oturdu.
Karşısında, birkaç metre uzunluğunda gül ağacından bir masa vardı.
Bruce, masa sandalyesine yaslandı. Arkasında, tüm duvarı kaplayan cam bir kitaplık vardı.
"Vay canına, ne kadar da şatafatlı bir ofis!"
İngrid etrafına bakmaktan kendini alamadı.
Gülümsediğinde, yüzüne enjekte edilmiş hyalüronik asit yüzünden yanakları şişiyordu.
Dolgun dudakları, kan gibi kıpkırm
















