Saint Rhone Akademisi, Avenport'un elit kesimi için en prestijli okuluydu.
Akademinin otoparkında Giselle, kırmızı Ferrari'sini kusursuz bir manevrayla park etti.
Arabadan indiğinde, tanıdık kampüs manzarası yüzünde kocaman bir gülümsemeye yol açtı.
Önceki hayatında, büyükannesinin dizinin dibinde, taşrada büyümüştü. Ailesi onu şehre geri getiren şey, John'la tanışması olmuştu.
O zamana dek Bay ve Bayan Clarke'ın öz anne babası olduğuna inanmış, onları derinden sevmişti.
Clarke ailesine döndüğünde, onların gözüne girmek için elinden geleni yaptı. Kardeşinin huysuzluklarına katlandı, kız kardeşini şımarttı.
Ryan onu arabasıyla ezene kadar, Clarke'ların öz kızı olduğuna inanmıştı.
Oysa doğumda bir karışıklık olmuştu; Clarke'lar onu kendi kızlarıyla değiştirmişlerdi. Aslında, o zengin bir ailenin kızıydı. Giselle kırsalda unutulmuşken, Clarke'ların öz kızı onun ailesinin zenginliğinde, lüks içinde yaşamıştı.
Şimdi, Jake'ten boşanmanın yanı sıra, öz ailesini de bulmak istiyordu. Clarke ailesinin tüm oyunlarını ortaya serecekti.
Fakat o farkında olmasa da, kusursuz sürüş yeteneği, kardeşi de dahil olmak üzere bir grup insanın dikkatini çekmişti.
Giselle Ferrari'den inerken, kardeşinin gözleri yuvalarından fırlayacak gibi oldu.
Karşısında duran kızın, o taşralı kız kardeşi olduğuna inanmakta zorlanıyordu. Ferrari'nin ona ait olduğuna inanmak ise, neredeyse imkansızdı.
İlk şaşkınlığı geçer geçmez, açgözlülük zihnini ele geçirdi. O Ferrari'yi istiyordu ve onu alacaktı.
O sırada, bir başka adam da Giselle'in varlığını fark etmişti.
Giselle cool bir şekilde uzaklaşırken, Benjamin Connor'ın gözlerinde hayranlık dolu bir ifade belirdi.
Lüks Ferrari ile tezat oluşturan o salaş görüntüsü, ilgisini çekmişti. Eğer fırsatını bulursa, onunla kesinlikle yarışacaktı.
Giselle, hafızasındaki yolu izleyerek Sahne Sanatları Fakültesi'ne doğru ilerledi.
Önceki hayatında, başarılı bir oyuncu olma hayalleri kuruyordu. Ancak Jake ile tanışınca, oyunculuk kariyeri hayali bir anda silinmişti.
Dersler başlamak üzereydi ve sınıf, Sahne Sanatları Fakültesi öğrencilerle dolup taşıyordu.
Giselle sınıfa adımını atar atmaz, tüm gözler ona döndü. İğrenme ve küçümseme dolu bakışlar üzerindeydi.
"Anlamıyorum. Bu akademi neden onun gibi birini kabul etti ki? Okulun adını lekeleyecek," diye homurdandı biri.
"Duymadın mı? O ve Eva Lucas, özel kontenjanla alındılar. Bu kadar seçkin bir okula girmek için bu kadar ısrarcı olmaları utanmazlık," diye alay etti bir diğeri.
"Hey, Emma Brown'ın Giselle'in sırasına çöp döktüğünü gördüm. Sence zırlayacak mı?" diye araya girdi bir başkası.
Saint Rhone Akademisi'nin normal öğrencileri, özel kontenjanla giren ve sürekli zorbalığa maruz kalan bu öğrencilere asla tahammül edemezdi.
Giselle yerine doğru ilerlediğinde, masasının üzerinde, iğrenç içeriği etrafa saçılmış bir çöp kovası duruyordu.
















