"Baldız, sen..." "Yvonne Frey, dışarıda ne yapıyorsun?" Henry'nin soğuk ve hoşnutsuz sesi ofisin içinde yankılandı! Yvonne'un bu kadar cesur olup, onun önünde başka biriyle flört edeceğini beklemiyordu! Geçen sefer karakolun önünde ona bir işaret vermişti, ama bu kadın bunu hiç ciddiye almıyor gibiydi! Sadece isimde karı koca olsalar da, evli bir kadının bilincine sahip değil miydi? "H-Hiçbir şey!" Yvonne kendine geldi ve hızla Shane'den uzaklaştı. Ona özür dileyerek baktıktan sonra, elindeki belgeleri hiç vakit kaybetmeden Henry'ye uzattı. "Bay Lancaster, bunlar derlediğim tüm bilgiler. Lütfen bir göz atın. Başka bir şey yoksa, ben şimdi müsaadenizi isteyeyim." Henry belgeyi karıştırdı ve yüzü asıldı. "Bu belgeleri kontrol ettiğinden emin misin?" "Evet, hepsini kontrol ettim." Yvonne şaşırdı. "Bir sorun mu var, Bay Lancaster?" "O zaman onları gerçekten tekrar kontrol etmelisin!" Henry dosyayı sertçe kapattı. "Chromatic Entertainment ile olan sözleşme, detaylar üzerinde hala çalıştığımız için henüz resmen imzalanmadı, ama sen belgeyi tamamlanmış olarak işaretlemişsin? Detayları bile dikkatlice kontrol etmemişsin! Şirketin hesabında daha sonra bir sorun çıkarsa sorumluluğu sen mi alacaksın?" "Ö-Özür dilerim, Bay Lancaster! Onları tekrar kontrol edeceğim!" Yvonne'un yüzü soldu ve tüm belgeleri geri alacaktı. "Dur." Henry onu durdurdu, sonra çenesiyle ofis masasındaki belgeleri işaret etti. "Masadaki belgelere de baksana." Bunlar imzalanmış olan tüm sözleşmelerdi. Eski üst yönetimin ihmali nedeniyle, çoğu düzgün bir şekilde sınıflandırılmamıştı. O da bu fırsatı değerlendirerek hepsini ayıklıyordu. "Bunların hepsi... mi?" "Evet. Burada ne dikiliyorsun?" Henry kaşlarını çattı. "Ama Bay Lancaster, burada çok fazla belge var. Hepsini tek başıma halletmem ne kadar sürer bilmiyorum, ben..." "Buralarda dikilip konuşmaları dinlemek için oldukça boş vaktin vardı? Neden şimdi gerçek işler yapmak için çok meşgulsün? Belki de yarın işe gelmene gerek kalmaz." "...Anlaşıldı." Yvonne sözleri boğazında düğümlendi ve başını eğdi. İleri atıldı ve tüm belgeleri hızla uzaklaştırdı. "Hemen halledeceğim, Bay Lancaster." Ona olan yedi yüz bin dolar borcunu ödemeden işini kaybederse ne yapacaktı? "Dikkat et, baldız." Shane, Yvonne'un elindeki büyük belge yığınını gördüğünde yardım etmek üzereydi ki, göz ucuyla Henry'nin yüzünün daha da karardığını gördü. Kaşlarını kaldırdı ve Yvonne'un ayrılışını izledikten sonra ofis kapısını kapattı, sonra özensizce kendine bir bardak çay doldurdu. "Henry, umarım gözlerim bana oyun oynamıyordur, ama az önce yanlış bir şey anladın ve kıskandın mı?" "Hayal gücünün serbest kalmasına izin vermeyi bırakabilir misin? Çok beyni olmayan kadınlarla ilgilenmiyorum." "Öyle mi?" Shane anlamlı bir şekilde sordu. "Ondan gerçekten hoşlanmıyorsan, neden onu yanında tutuyorsun ve hatta onu sekreterin olarak seçiyorsun? Eylemlerine aklım ermiyor." Henry hafifçe homurdandı. "Bugün hiç kimseye dikkat edecek kadar boş vaktin mi var?" "Hiç kimse mi?" Shane Henry'nin sözlerini tekrarladı, sonra aniden gülümsedi. "Bu şeylerle ilgilenecek vaktim yok. Sadece gelecekte pişman olmamak için eylemlerinde dikkatli olmanı hatırlatmak istedim." "Biliyorum." Henry gözlerini kıstı ve jaluzilerden sekreterlik ofisini belirsiz bir şekilde görebiliyordu. Yvonne kapıyı açık bırakmıştı ve belgeleri ayıklıyor, canı sıkkın görünüyordu. Güzel kaşları sıkıca çatılmıştı. Görkemli bir yüzü yoktu, ama açık teni gözüne hoş geliyordu. Henry'nin az önceki sıra dışı davranışını hatırlayınca yüzü hafifçe karardı. Bu tür bir kadına aşık olması mümkün değildi!