"Elini benimkine koy, Danika," dedi, hala ona bakmadan.
Sözleri aynı anda hem bir emir hem de bir ricaydı. Karnında kelebekler uçuşmasına neden oldu. Elini onun güçlü, uzatılmış eline yerleştirdi ve parmaklarının onun ince, beyaz parmaklarının etrafını sarmasını izledi. Bu, onun dokunuşunu—elinin onun elinde olmasını—açıkça ilk kez istemişti. Kendini bunun özel olduğunu düşünmemeye—bu jestin onun
















