Nova, Theo'dan intikam alma fikirlerini yazmaya koyuldu. Ben sadece uzağa baktım, eşimi geri almanın iyi bir fikir olup olmadığını bilemiyordum. O zaten Lyra'yı işaretlemişti ve bu yüzden acı bu kadar şiddetliydi. Nova'nın yazdığı ilk şey, okuldaki eşleşmemiş erkeklerin dikkatini çekmek için görünüşüme dikkat etmem ve flörtöz giyinmemdi. Ayrıca onu kıskandırmak için bazı erkeklerle flört etmem gerektiğini de yazmıştı. Onun deyimiyle, tüm kurt adamlar, özellikle daha güçlü soylar, reddetseler bile eşlerine karşı çok sahiplenicidirler. "Gerçekten mi, Nova?" dedim önümdeki kağıda bakarken. "Evet, Eden! Bu teori işe yarasa da yaramasa da kaybedecek hiçbir şeyin yok," diyen Nova, daha fazla okumam için kağıdın geri kalanını işaret etti, kaşlarını çatmıştı. Ah, bu kız. Üçüncü madde ağzımı şok içinde açmama neden oldu "Hey!!!" diye itiraz ettim, Nova'ya bakarak. Kurt'unun kontrolü ele geçirmek üzere olduğunu gösteren kahverengiye dönmüş gözleriyle bana hırladı "İstesende istemesende yapacaksın!" 3. Kendine bir sevgili bulup onunla yatacaksın. Theo, bunu yaptığında sana çektirdiği acıyı hissetmeli. "İmzala!" diye mırıldandı Alice, bana bir kalem uzatarak. "Sen bile mi?" dedim ona. Alice, birinin eşini incitmesine asla dahil olmazdı. O Kader'e ve ay tanrıçasının planladıklarına inanırdı. "O senin sadakatini hak etmiyor," diye tükürdü Alice. Boynumu büktüm, kalemini elinden alarak "Pekala," diyerek kağıdı imzaladım. *** Kızlar evimden hiç ayrılmadılar, sadece kıyafetlerini getirmek için evlerine gittiler. Bugün pazartesiydi ve hep birlikte okula hazırlandık. Nova, intikam operasyonuna başladığımızı bininci kez kulağıma fısıldadı. "Bunun işe yaramaz olduğunu düşünüyorum," diye sızlandım Alice bana makyaj yaparken. Kırık aynamı kendimi görmemem için bir bezle örttüler. Ardından Nova kıyafetlerimi aldı. Siyah bir üstümü beyaz, mini bir etekle eşleştirdi - uyluklarım kelimenin tam anlamıyla tamamen görünüyordu. Sonra çantasından beyaz, diz üstü bir bot çıkardı ve kombini tamamladı. Bunları nereden aldığını sormama gerek yoktu. Babası Kraliyet Sarayı'nda aşçı olarak çalışıyordu. Genellikle artakalanları personellerine verirler. "Şimdi, görkemli kendine bak!" dedi Alice ve bezi aynadan çekti. Ağzımdan bir nefes kaçtı. Farklı ve çekici görünüyordum. Düz sarı saçlarım ipeksiydi ve nefes kesiciydim. "Yaay! Hadi yapalım şunu!" Genişçe gülümseyerek arkadaşlarıma döndüm. Nova siyah, mini bir elbise ve bilekte botlar giyerken, Alice parlak sarı bir elbise ve spor ayakkabılar giymişti. "İşte benim kızım!" Nova bana bir beşlik çaktı, Alice ise bana sıkıca sarıldı. Odayı kendimize güvenerek terk ettik. "Aman Tanrım, kızlar muhteşem görünüyorsunuz!" dedi annem merdivenlerin dibinde dururken. Saçlarımı savurdum, merdivenlerden inerken kalçalarımı salladım. "Anne," yanaklarından öperek ona sarıldım. Gözleri neşeyle doluydu. Kabuğumdan çıktığımı görmekten mutlu olmuştu. Olivia küçük yemek alanımızda bir sandviç çiğneyerek sessizce oturuyordu. "Teşekkür ederim hanımefendi ama gitmezsek okula geç kalırız," diye cevapladı Nova ve beni annemden çekmeye başladı. Alice kıkırdayarak anneme el salladı, kapıya doğru ilerlerken. "Beni bekleyin," diye bağırdı Olivia, bir yudum su içerek çantasını omzuna fırlattı. *** Okula vardığımızda çok dikkat çektiğimizi fark ettim. Bunun Lyra'nın partisinde olanları hatırlamalarından mı yoksa yeni görünüşümüzden mi kaynaklandığını merak ettim. Bazı öğrenciler durup baktılar. Her yerde fısıltılar duydum. Tiara'nın kulakları "Theo'nun eşi" ve "reddedildi" gibi kelimeleri birkaç kez yakaladı. Bazı erkeklerin iğrenç yorumlarını da duyuyordum "Kahretsin, Eden'in bu kadar ateşli olduğunu bilmiyordum. Onunla yatabilirim," sonra bazı kahkahalar. Bazı kızlar bana ters ters baktılar, birbirlerine ağızlarını oynatarak "Aman Tanrım, kendi eşi tarafından kim reddedilir ki?" "Ne kadar sefil ve utanç verici. Onun yerinde olsam kendimi öldürürdüm." Eyvah. Derin bir nefes aldım ve kendime güvenerek başımı dik tuttum. Gülümsedim ve kalçalarımı daha çok salladım. Nova bana aferin dercesine göz kırptı. Uzaktan Theo'nun dalgalı saçlarını gördüm; beni fark etmemişti. Alice kolumu daha sıkı tuttu. Theo, Chris ve Adam ile sohbet ediyordu, dolaplara yaslanmış rahat görünüyordu. En azından bu sefer yanında Lyra'sı yoktu. Kurtum, Tiara canlandı ve ona yaklaştıkça huzursuzlandı. Sınıflarımıza gitmek için o yola ihtiyacımız vardı. Sanırım hala onu isteyip istemediğine ya da bizi reddettiği için ona öfkeli olup olmadığına karar veremedi. Artık ona karşı hiçbir şey hissetmemeye çok kararlı olsam da, onun o lezzetli kokusu hala beni allak bullak ediyordu. Eş çekimi hala çok güçlüydü. Chris'in dolaşan gözleri beni ve vücudumu buldu. Ona minik bir gülümseme verdim, gözlerini şehvetle kararttım. Adam'ın da bana baktığını fark ettim ve ona sırıtarak baktım. Theo havayı kokladı ve etrafına baktı. Gözleri bana değer değmez irileşti. Gülümsememin kaybolmasına izin verdim, gözlerim soğudu ve başka yöne baktım. Nova arkamdan fısıldadı "Birinci aşama başarıyla tamamlandı, ikinci aşamaya geçiliyor," *** "Ona nasıl baktığını gördün mü?" diye heyecanla çığlık attı Nova sınıfa girerken. Alice'in edebiyat dersine gitmesi gerekiyordu, Nova ve ben ise matematik dersine girecektik. Ben cevap veremeden kapı hızla açıldı ve Theo bana sert bir şekilde bakarak içeri girdi. Aman Tanrım, hala çok yakışıklı ve bu beni öldürüyor. Nova benden biraz uzakta oturdu. Ben de yerime oturdum ve kitaplarımı sırt çantasına geri koydum. Onun lezzetli kokusunu görmezden gelmek için çok uğraştım ve Nova'ya dönüp gülümsedim. Tiara yine delirmek üzereydi ve onun duygularını uyuşturmaya karar verdim. Arkamdaki sandalyeye kaydı, hala sert bir şekilde sırtıma bakıyordu. Fark etmemiş gibi davrandım ve ona daha fazla ten göstermek için saçlarımı boynumun diğer tarafına attım. Ne yaptığımı biliyordum. Ona eşlerin birbirini işaretlediği noktayı gösteriyordum. Kulağıma alçak bir hırıltı geldi. "Bu ilginç olmalı," diye sırıttı Nova, sessizce kıkırdayarak. "Hey," dedim şehvetli bir şekilde Theo'dan sonra içeri giren Chris'e. "Merhaba güzelim," diye sırıttı Chris ve bana birçok kızın kalbini eriten o yavaş gülümsemeyi verdi. Kirpiklerimi ona doğru kırpıştırdım ve gözleri boynuma kaydı. Chris eşleşmemişti. Yüksek bir hırıltı Chris'i böldü. Hızla duygularıyla savaştı ve geleceğin Alfası Theo'nun önüne oturdu. Dudaklarımı yaladım ve Theo'nun bana çenesi sıkılı ve koyu gözlerle baktığını gördüm. Burnunun delikleri öfkeyle kabarmıştı. Şu an bile o kadar yakışıklı görünüyordu ki, sadece boynuna birkaç öpücük kondurmak istiyordum. Başımı salladım, zihinsel olarak Tiara'yı kafamda yarattığı resim için azarladım. Öğretmen içeri girdi ve konuşmaya başladı. Bir kağıda yazdım ve Nova'ya verdim, kağıt aniden parmaklarının arasından çekildiğinde onu bana geri göndermeye çalışıyordu. Kağıdı yırtan öğretmenimiz değil, Theo Redwood'du. Notu okudu, buruşturdu ve öfkeyle duvara fırlattı. Sonra sınıftan fırtına gibi çıktı ve kapıyı sertçe çarptı. Tüm sınıf ve öğretmen şaşkına dönmüştü. Notta Nova'ya şunu yazmıştım, "Chris çok yakışıklı. Mükemmel sevgili olacak!" Ve o da bana geri yazmıştı "Evet canım. Kesinlikle destekliyorum! Onunla yat!!"