Ashley, ellerini yanaklarına dayamış, yüzü buruşmuş bir halde otelin tuvaletinde oturuyordu. Güneş ışıl ışıl parlasa da, sabahki o komik olay onu uyandırmış olsa da, artık hayal kurmanın sırası değildi. Yine de Ashley anlamıyordu. Nasıl olmuştu da yeniden doğmuştu? Gözlerini kapattığı anda, gökyüzünü saran o yakıcı ateşi ve kemiklerini kemiren o dayanılmaz acıyı hissediyordu; asla unutamayacağı bir acı. Az önce Morgan'ın odasındaki takvime göz atmıştı ve takvim yaprağı 2008'i gösteriyordu. Bu, 19 yaşına geri dönmüş olması demekti. Düşününce, 19 yaşındayken gerçekten de pek çok şey olmuştu. Üniversite sınavında giriş kartını kaybettiği için hayallerini süsleyen sinema okuluna girememişti. Ama yılmamış, figüranlık yaparak sektörde tutunmaya çalışmıştı. Bir yıl içinde de ufak bir rolde oynama fırsatı yakalamıştı. Tam her şeyin yoluna girdiğini düşündüğü o gece, o iğrenç olay yaşanmıştı. Medyanın hedefi haline gelmiş, bir gecede eğlence dünyasında istenmeyen biri ilan edilmişti. İmajı yerle bir olmuş, daha yeni filizlenen kariyeri kökünden sökülmüştü. Sanchez ailesiyle ilgili çıkan o karalayıcı haberler yüzünden, tüm oklar ona çevrilmişti. Her zaman onu kayıran babası bile yüzüne iki tokat atmış, utanmazlıkla suçlamış, Sanchez ailesinin adını lekelediğini haykırmıştı. Onun gibi bir kızı olmadığını söylemişti. Çocukluğundan beri ondan nefret eden büyükannesi ise onu aileden kovmuştu. Tek çare, Sanchez ailesiyle bağlarını kopararak ailenin itibarını kurtarmaktı. Aksine, halası ve kuzenleri arabuluculuk yapmaya çalışmışlardı. Ne yazık ki, onların aslında ne kadar sahtekar olduklarını ancak öldükten sonra anlamıştı. Önceki hayatında o kadar sefil olmasının nedeni, aslında onlara duyduğu hayranlıktı. Asıl suçlular onlardı. Onu gözlerine batan bir diken, etlerine saplanan bir kıymık gibi görüyorlardı. Sanchez ailesinden kovulup kariyerini ve ailesini kaybetmesine rağmen, yakasını bırakmamışlardı. Sonunda onu acımasızca katletmişlerdi. Bu kin asla dinmeyecekti. Neyse ki Tanrı ona acımış ve yeniden doğmasına izin vermişti. Hem de o iğrenç tuzağa düşürüldüğü o lanetli geceye. Doğmadan önceki gibi çaresiz değildi artık. Kader çarkı tersine dönmüştü ve bu yeni hayatında muhteşem şeyler başaracaktı. Ve ona zarar verenlerin hiçbirini affetmeyecekti. Tanıdık ama uzun zamandır duymadığı o telefon sesiyle irkilmişti. Çantasından eski model kapaklı telefonunu çıkardı. Kenarları aşınmış, rengi solmuştu. Akıllı telefonlara alışıktı artık, bu eski modele adapte olması biraz zaman alacaktı. "Alo?" diyerek telefonu açtı. "Ashley, neredesin sen?" Halası Sally'nin sesi duyuldu telefonda. "Dün gece eve gelmedin, haber bile vermedin, telefonun da çekmiyordu! Bütün aile seni merak ettik, öldük öldük dirildik!" "Hala..." "Ashley, hemen eve gel! Babanla anneannen henüz bir şey bilmiyor. Kız kardeşinle ben seni koruyacağız." Ashley, halasının sözlerini duyunca içten içe sırıttı. Onu koruyacaklardı ha? Dişi domuz ağaca tırmanır ondan daha kolaydı! Şu anda tek düşündükleri, onu nasıl daha da batıracaklarıydı! Sanchez ailesinin kapısında tekrar dururken, sanki ölüp de dirilmiş gibi hissediyordu. On yıl önce bu kapıdan kovulmuş ve o günden sonra Sanchez ailesiyle hiçbir bağı kalmamıştı. Tanıdık ama yabancı gelen bu eve bakarken, kalbi tarifsiz bir hüzün ve öfkeyle doluyordu. Ama bundan sonra ne yapacağını çok iyi biliyordu. Ashley saçlarını karıştırdı, dudaklarında alaycı bir gülümseme belirdi ve ayaklarını sürüyerek içeri girdi. Salona adımını attığı anda beş çift göz üzerine dikildi. 'Ah, ne de güzel toplanmışlar! Hani babamla anneannemin hiçbir şeyden haberi yoktu?' Ama suratlarından düşen bin parçadan, üvey annesi Sally ve üvey kız kardeşi Mia'nın çoktan bir şeyler gevelediğini anlamıştı! "Anneanne, baba, hala, geldim!" Ashley, hiçbir şey olmamış gibi, sevimli bir tavırla selam verdi. Mia'nın yanındaki koltuğa oturdu ve göz ucuyla diğerlerinin kendisini süzdüğünü fark etti. Zihninde planlar çoktan şekillenmeye başlamıştı. "Ashley, dün gece neredeydin...?" Daha oturur oturmaz Sally'nin diğer kızı Meena sabırsızlıkla atıldı. Ashley içten içe alay etti. Bu anne-kızın sabrı gerçekten de bir yere kadardı. Meena'ya sahte bir gülümseme gönderdi. "Dün gece film ekibinden bir arkadaşımızın doğum gününü kutladık. Herkes geç saate kadar eğlenince otelde kaldık." "Yalan söylüyorsun!" Ashley'nin sözleri biter bitmez Mia telaşla itiraz etti. Fazla heyecanlıydı, bu da Bayan Sanchez ve Bay Bobby Sanchez'i şaşkına çevirmişti. Uyanık Sally, kızına ters bir bakış attı ve durumu kurtarmaya çalıştı. "Mia, saçmalama." Söz ağızdan çıkmıştı bir kere, Mia panikle devam etti: "Saçmalamıyorum, dün gece tesadüfen Alice'le karşılaştım, kimsenin doğum gününden bahsetmedi." Ashley hafifçe gülümsedi. "Aa, tesadüfen mi karşılaştınız? Otelin lobisinde mi, yoksa tuvalette mi?" "..." Mia'nın telaşlı halini gören Ashley içten içe keyiflendi. Mia'nın Alice'le aynı otelde karşılaştığını inkar etmeye cesaret edemeyeceğinden emindi, çünkü Alice otele bir arkadaşıyla birlikte gelmişti. Mia'nın inkarı, yalan söylediğini itiraf etmekle aynı anlama geliyordu. "Şey... Biliyorsun, Alice'le aramız iyidir." diye geveledi Mia. "Ama Alice sonuçta benim de arkadaşım! Ayrıca, sen bizim film ekibinde değilsin, sana her şeyi anlatmak zorunda mı?" Ashley masum bir şekilde gülümsedi ve hatta haklıymış gibi konuştu. O gecenin her detayını hatırlıyordu. Ama o zamanlar çok saf ve iyi niyetliydi. Etrafındaki insanlara çok fazla güveniyordu. Ona ihanet edenin, en yakınında olan, en güvendiği kişi olabileceği aklının ucundan bile geçmemişti. "Ama sen..." "Mia Sanchez, kes sesini." Mia'nın beceriksizliğine karşılık Sally daha kurnazdı. Göz ucuyla saatine baktı ve Meena'ya göz kırptı. "Meena, televizyonu aç, baban sabah haberlerini izlemek ister." Meena ne demek istediğini anlamıştı. Hemen uzaktan kumandayı kaptı ve televizyonu açtı. Ashley de duvardaki saate baktı. Şehrin sabah haberleri, güncel olaylar ve ekonomi haberlerinden sonra eğlence haberlerine geçiyordu. Anne ve kızının niyeti açıktı. Sabah gazeteciler tarafından köşeye sıkıştırıldığını ve skandalının birazdan eğlence haberlerinde yayınlanacağını düşünüyorlardı. Böylece Sanchez ailesinin yaşlı büyükannesi ve Bay Bobby Sanchez küplere binecek ve onların planı tıkır tıkır işleyecekti. Bobby Sanchez'in eğlence haberlerine zerre ilgisi yoktu. Ünlülerle ilgili haberleri görünce, "Hadi kahvaltıya!" diye homurdandı. "Baba, biraz daha izleyelim! Daha erken!" diye yalvardı Mia. Bobby elini salladı ve doğruca yemek masasına yöneldi. Ashley hemen ayağa kalktı ve itaatkar bir şekilde, "Ben de mutfakta yardım edeyim," dedi. Arkasından Mia dudaklarını ısırdı ve içgüdüsel olarak televizyonun sesini açtı.