Elona'nın Ağzından Eşyalarımı topladım çünkü makaleyi yazmayı bitirmiştim. İçine yazdığım kitabı kapattım ve sehpanın üzerine bıraktım. Crislynn de kitabını kapattıktan sonra sırt çantasına koydu. Bay Crane'in Crislynn'in makalesini okurken onda bir değişim gördüğüm için endişeliydim. Ancak, gördüğümü biliyordu. Yerden kalktım ve Crislynn telefonunda biriyle mesajlaşıyordu. Mutfağa doğru baktım ve Bay Crane'in yemek masasında oturduğunu görebiliyordum. Telefonunda geziniyordu; ifadesi nötrdü. Kaybettiğim biri hakkında sadece okuyarak üzüldükten sonra kendimi toparlayamazdım. Annemi özlüyorum ama o kadar da değil. Bazen bir gözyaşı dökerdim ama o öldüğünde küçüktüm. "Yemek masasında oturabilirsin," dedi Crislynn. Tereddütlüydüm çünkü Bay Crane orada oturuyordu ve ona olan aşkım bir şekilde artmıştı. Mutfağa doğru yürümek için cesaret bulurken derin bir nefes aldım. Yaklaştıkça, Bay Crane telefonuna dalmıştı. Oturmak için karşına bir sandalye çektiğimde, yerde gıcırdadı ve bana baktı. O yeşil gözler beni büyüledi ve bakışlarının benimkini tutacağını, bu arada kalbimi durduracağını düşünürken, bakışlarını tekrar telefonuna indirdi ve ben oturdum. Şimdi, yapacak hiçbir şeyim olmadan ellerimi masanın üzerinde kenetlerken ve telefonum sırt çantamdayken kendimi garip hissediyordum. Neyse ki, Crislynn mutfağa geldi. "Baba, sofra adabı," dedi. "Sadece bu e-postaya cevap vermem gerekiyor ve sonra tüm dikkatim sende olacak." bana baktı, "İkinizde," Kalbim durdu çünkü bunu söylediğinde bakışları içime işledi ve çok geçmeden tekrar telefonuna döndü. Yutkundum ama boğazım zımpara kağıdı gibiydi. Sistemime biraz sıvı almam gerekiyordu. "İşte buyur," Crislynn önüme ve babasının önüne üzüm suyu koydu. Kendi suyunu almaya geri döndü ve masada yanıma koyarak geri döndü. Kapı zili çaldı, "O teslimatçı olmalı," mutfaktan hızla çıktı ve sonra ben de üzüm suyu bardağımı alırken, telefonunun bırakıldığını ve onun da bardağını aldığını gördüm. Ona baktım ve aynı anda bir yudum alıp sonra tekrar masaya koyarken zaten bana bakıyordu. Boğazını temizledi, "Lütfen, Crislynn'e makalesini okuduğum hakkında bir şey söyleme." dedi. "Şey," dudaklarımı yaladım ve bakışları dilimin hareketini takip ederek onlara indi. "Ona hiçbir şey söylemeyeceğime söz veriyorum," diye yanıtladım ve tekrar gözlerimin içine baktı. "Teşekkür ederim," dedi Crislynn iki kutu pizzayla mutfağa girerken. "Baba, pizzayı ne kadar sevdiğini biliyorum, bu yüzden iki tane sipariş ettim ve acıkmış olmalısın," iki kutuyu masaya koydu. "Açlıktan ölüyorum," dedi ama bakışları benimkini tuttu ve bunu kasıtlı mı yapıyordu bilmiyordum ama yanılıyor da olabilirdim. Daha önce hiç bana böyle bakmamıştı. "Baba, daha sık dışarı çıkmalısın ve iş için değil... demek istediğim flört etmek için," Crislynn yanıma otururken, iki kutuyu da açtı ve aroma mideme çarparak guruldamasına neden oldu. Yemeye başladık ve Bay Crane'e bakmamaya çalıştım. "Flört hayatım durdu ve eğer flört edecek olsaydım, o zaman bilirdin," diye yanıtladı. Hala ona bakmayı reddettim. "Nasıl bileceğim?" diye sordu. "Gerçekten bilmek istiyor musun?" "Bir soruya soru sorma, elbette gerçekten bilmek istiyorum," Cris daha da üsteledi. "Pekala..." Pizza dilimini incelerken meraklı olduğum için ona baktım. Pizzayı inceliyordu. "Lütfen, geveleme baba. Meraktan ölüyoruz," Neden beni şimdi işin içine soktu, çünkü hala sırıtarak bana baktı. "Bir kadınla sevişirken beni duyardın," pizzamda boğulurken öksürdüm. "Baba!" Üzüm suyu bardağıma uzandım ve tekrar nefes alabilmek için hepsini içtim. Crislynn'in elinin sırtımı sıvazladığını hissettim. "Elona'ya ne yaptığını görüyor musun?" "İyi misin?" diye sordu bardağımı bırakırken. Artık sırıtkan değil, endişeliydi. "Evet, sadece yanlış borudan gitti," dedim, biraz daha öksürdükten sonra yemeye devam ettim ve gözlerimi kaçırdım. "Pekala, yakında sen de yapacaksın ve bunun hakkında konuşabilirim." dedi ve gözlerim tekrar onunkiyle buluştu. Çiğniyordu ve yutkunduğunda Âdem elmasının hareketini izledim. "Sanmıyorum ki Elona yakında yapacak. O lanet bir azize," Şimdi benden bahsettiği için başımı ona çevirdim. "Cris, bu seninle babanla ilgili, benimle değil," diye kıkırdadım ve yanaklarımda ısının yükseldiğini hissedebiliyordum ve şimdi kırmızı olmalılar. Şimdi Bay Crane ve Cris'le ilgili şöyle bir durum var. İstediği gibi konuşuyorlar ve ben hala babama saygılıyım. Ama babamla ilişkim farklı olmasa da onların ilişkisini de sevdim. "Yakında, Elona da cinsel şeylere düşkün olacak." Ona baktığımda, beni dikkatle izliyordu. "Deneyler yapacak ve bazı şeyleri sevebilir." sanki o anda, göz teması sanki sadece ikimiz varmış gibi beni ona doğru çekiyordu. "Yemek yiyorum baba, sonraki konu," trans halinden çıktı ve bir peçete alıp ellerini ve ağzını sildi, sonra masadaki telefonu çaldı. "Akşam yemeğinde işin seni rahatsız etmeden huzur içinde yemek yiyemez miyiz?" diye sordu Cris. "Üzgünüm, bunu almam gerekiyor," dedi ayağa kalkıp uzaklaşırken. Cris iç geçirdi, "Her zaman böyle yapar." "Annen öldüğünden beri bildiği şey bu olduğu için kendini işe gömüyor..." Başka bir şey söylemekten kendimi alıkoydum. "Sorun değil, ondan bahsedebilirsin. Biliyorum ki o vefat ettiğinden beri kendini işe gömdü. Üç yıl oldu ve en azından o zaman beni dinlediğini ve biriyle çıktığını bileceğim şekilde birini becerdiğini duymaya başlamamın zamanı geldi," omuzları çöktü. Onu beceren kişi olmayı ne kadar çok istesem de, bunun asla olmayacağını biliyorum. "Zamanı gelince olacak. Geç oluyor ve eve gitmem gerekiyor," dedim ayağa kalkarken, "Pizza için teşekkür ederim," dedim. "Etrafta olmanı seviyorum," dedi, "Bir dahaki sefere, gelecek yıl hayattaki bir sonraki yolculuğumuza çıkıp ayrılmadan önce arka bahçede kamp yapmalıyız," dedi. "Ne olursa olsun yine geleceğim," diye güvence verdim. Eşyalarımı toplamaya gittim ve ayrıldım. Gelecek yıl, seçtiğimiz çalışma alanlarıyla ayrı yollara gideceğiz. Kalbim üzgün çünkü Bay Crane'i o kadar sık görmeyebilirim, ancak onlar benim sokağımın aşağısında yaşıyorlar. Ama Bay Crane her zaman meşgul olduğu için, pek emin değilim. Arada sırada babamla takılmak için evime gelirdi çünkü onlar da arkadaş. Bu yüzden, umarım onu burada daha sık görürüm.