Daisy'nin telefonuna gelen mesaj, Emery'nin yakışıklı yüzünü hatırlattı. Hafifçe sırıttı ve hızla cevap yazdı: [Bay Potter, bu kart da neyin nesi?] [Daisy, ailemize destek olma konusunda ne kadar ciddi olduğumu sana göstereceğim.] Son cevap buydu. Daisy okurken, Emery'nin derin, çekici sesi kulaklarında yankılanıyor gibiydi ve yanakları kızardı. "Daisy, yüzün neden kıpkırmızı?" Melissa, Daisy'ye dik dik baktı. Daisy telaşla telefonunu cebine soktu. "Hiçbir şey," dedi. Melissa, çekingen ifadesinden bir şeyler anlamıştı. "Devan'la barıştınız mı?" "Hayır," dedi Daisy kesin bir şekilde. "Melissa, Devan ve ben ayrıldık. Bir daha ondan bahsetme." "Neden? Aranızda ne oldu?" Melissa, birbirine bu kadar aşık iki insanın neden bu kadar kolay ayrıldığını anlayamıyordu. Daisy, Melissa'dan gerçeği saklamak istemedi. "Jade ile evlenecek." "Ne?" Melissa şoktan dondu kaldı. "Ben de evliyim," diye ekledi Daisy, Melissa'yı şaşkına çevirerek. Melissa orada sersem gibi duruyordu. Bu hafta o kadar çok şey olmuştu ki. Daisy'nin dönüşümü Melissa için çok fazlaydı. ***** Daisy laboratuvarın kapısını çaldı. "Yosef Bey, size ne konuda yardımcı olabilirim?" Yosef Collier, Daisy'nin yetiştirdiği çimleri inceliyordu. Ona el salladı. "Daisy, yetiştirdiğin çimin bir ay içinde hayatta kalabildiğini, gölgeye ve güneşe dayanıklı olduğunu ve üzerine basılmasında sakınca olmadığını söylemiştin, değil mi?" Daisy başını salladı. "Tekrarlanan deneyler sonucunda vardığım sonuç bu." Yosef memnuniyetle başını salladı. Çayır Bilimi alanında uzmanlaşan öğrenci sayısı azdı ve kadın olanlar daha da azdı. Okulun maddi imkanları kısıtlı olduğunda, akademik kayıtları daha az etkileyici olan öğrencileri kabul ediyordu. Başlangıçta Daisy'yi hafife almıştı ama yetenekli olduğunu kanıtladı. Yosef, Daisy'ye oturmasını işaret etti. "Daisy, şimdi bir fırsat var. Değerlendirmek ister misin?" "Ne fırsatı?" diye sordu Daisy. "Gilbert Holding'in kongre merkezi projesini biliyor musun? Senin yetiştirdiğin çimleri kullanmak istiyorlar. Bu projeyi üstlenmeye istekli misin?" Daisy bu projede bir iz bırakabilirse, bu onun için büyük bir fayda sağlayacaktı. Devan'dan, Gilbert ailesinin Harowood Kongre Merkezi'nin yenileme projesini üstlendiğini ve bu sayede babasının dikkatini çektiğini duymuştu. Mevcut durumu göz önünde bulunduran Daisy, bunu kabul etmek istemedi. Reddederek, "Yosef Bey, önümüzdeki dönemde yapmam gereken başka işlerim var, bu yüzden bu projeyi üstlenemeyeceğimden korkuyorum," dedi. Yosef şaşırmıştı. "Düşünmüyor musun bile?" "Hayır," dedi Daisy kararlılıkla. Biraz hayal kırıklığına uğramasına rağmen, Yosef Daisy'nin kararına saygı duymayı seçti. Ayrılmadan önce son bir girişimde bulunarak, "Daisy, üç gün içinde cevap bekliyorlar ve bu süre zarfında fikrini değiştirme şansın hala var," dedi. Daisy onun sözlerini pek önemsemedi. Çim yetiştirmekten hoşlanmıyordu. Axton ve Niamh onu zorlamasaydı, okumaya gelmezdi bile. ***** Ders bittikten sonra Daisy, Melissa ile yemek yemeye gitti. Melissa, Daisy'ye temkinli bir şekilde baktı, bir şeyler söylemek istiyordu ama sessiz kaldı. Çekingenliğine dayanamayan Daisy durdu, kollarını kavuşturdu ve sordu: "Melissa, bana ne söylemek istiyorsun?" Melissa'nın gözleri büyüdü. "Devan'la gerçekten ayrıldınız mı?" Daisy başını salladı. "Kesinlikle." "Gerçekten evlendin mi?" Daisy kaşını kaldırdı. "Evlilik cüzdanımı görmek ister misin?" "Hayır, gerek yok," dedi Melissa, olanları anlamaya çalışarak. "Nereden koca buldun?" Konuşurlarken Daisy'nin telefonu vızıldadı. Emery'den gelen bir mesajdı: [Dersin bitti mi?] Daisy cevapladı: [Evet, arkadaşımla öğle yemeği yiyorum.] Emery takılarak, [Görünüşe göre seninle öğle yemeği yeme fırsatını kaçırdım, Daisy.] dedi. Daisy kıkırdayarak telefonunu bıraktı. "Onun fikriydi." Sonuçta evlenmeyi öneren Emery'di. "Zengin mi?" diye sordu Melissa. "Hayır, sıradan bir aileden geliyor." Devan'ın ihaneti Daisy'ye bir ders vermişti—üst sınıf geçmişe değer veriyordu. Cooke ailesinden olsa bile, yetişme tarzı yüzünden hala küçümseniyordu. "Ne? Daisy, sen Cooke ailesindensin ve çok güzelsin. O aptallar seni köylü kızı sanıyor ama ben öyle düşünmüyorum. Neden sıradan bir adamla evlenesin ki? Seni hiç hak etmiyor!" Melissa, Daisy için hayıflandı. Diğer kızlar sosyal statü ve zenginlik hedeflerken, Daisy akılsızca bir karar vermiş gibi görünüyordu. Jade bunu öğrenirse, Daisy'ye gülerdi. Daisy'nin farklı bir bakış açısı vardı. "Melissa, ben tasasız olmaya alışkınım. Zengin bir ailenin kısıtlamalarından ziyade sıradan bir insanın özgürlüğünü tercih ederim. Ayrıca, bana iyi davranıyor." Melissa kendi kendine mırıldandı, "Ama sana iyi davranması karnını doyurmaz." Durumun değiştiğini fark ederek, "Fırsatını bulduğumda, kesinlikle bu şanslı adamla tanışmaya gideceğim," diye ekledi. Sonra Melissa konuyu değiştirdi. "Beni şaşırttın. Bana öğle yemeği ısmarlıyorsun." Daisy kıkırdayarak "Peki," dedi. Caddenin karşısındaki bir restorana gittiler ve pencere kenarına oturdular. Melissa, Daisy'nin giydiği elbiseyi fark ettiğinde iltifat etti, "Daisy, bu elbise içinde çok güzel görünüyorsun." Daisy güzel görünüyordu ama genellikle siyah beyaz giyiniyordu. Pembe elbise, güzel figürüyle uyum sağlıyor ve onu bir melek gibi gösteriyordu. Daisy elbisesini çekiştirerek, "Bay Potter bunu benim için seçti ama ben hala kot pantolon giymeyi tercih ediyorum," dedi. "Pekala, Bay Potter'ın zevki iyi ama..." Melissa duraksadı. "Ama ne?" diye sordu Daisy. "Ama bu elbise çok tanıdık geliyor. Daha önce görmüş gibiyim." O anda restoranın kapısı açıldı ve bir grup insan içeri girdi, öndeki kız Daisy ile aynı elbiseyi giyiyordu. Melissa bir şey hatırladı. "Bu elbise lüks bir markanın son koleksiyonundan. Türünün tek örneği olduğu ve 20 bin dolara satıldığı söyleniyor." "20 bin dolar mı?" Daisy fiyat karşısında şok oldu. Emery CEO'nun asistanı olmasına rağmen, maaşı sınırlıydı, bu yüzden ona bu kadar pahalı bir elbise almazdı. 'Sahte olabilir mi?' diye merak etti. Melissa da bunu fark etti, ifadesi karamsarlaştı. Daisy'nin elini tuttu ve "Daisy, başka bir restorana gidelim," dedi. Daisy kabul etti. Ancak, birkaç adım attıklarında, bir grup insan tarafından durduruldular. Jewel Walker, Melissa'ya sakin bir şekilde baktı ve "Melissa, ben gelir gelmez neden gidiyorsun?" dedi.