Elena duraksar, başını sallamadan önce düşünür. "Ne gibi? Sana verebileceğim hiçbir şeyim yok, Axton," der bana. "Seni görmeye getireceğim, söz veriyorum. Lütfen, sadece evime gitmeme izin ver."
Sesindeki çaresizlik midemi bulandırıyor.
"Bana nerede olduklarını söyle." Kahve masasının üzerinde duran yemeğini işaret ediyorum ve içini çekerek yanıma gelip karşımdaki koltuğa oturuyor.
"En azından ann
















