SEBASTIAN.
Bir hafta sonra, nihayet uzun zamandır beklenen iş toplantısındayız. Geniş pencerelerden, uzaktaki karla kaplı dağları görebiliyorum.
Burası güzel, ama önümde oturan o küstah kızıl saçlı kadar değil.
Oval bir masanın etrafında oturmuş, buradaki herkes ne sunabileceğini gösterme fırsatı buluyor. Bu kadar ileri gelen sadece beş şirket var ve tabii ki, sadece itibarım sayesinde kendimi içe
















