Ertesi gün Cadılar Bayramı panayırına vardığımda fuar alanı çoktan insanlarla dolup taşmıştı. Hava mısır patlağı ve elma şırası kokuyordu ve heyecanlı öğrencilerin ve çığlık atan çocukların gürültüsünün üzerinde duyabildiğim tek şey, oyuncakların ve hileli oyunlarını satmaya çalışan karnavalcıların sesiydi. Önümde, uzun tahta ayaklar üzerinde duran, Azrail kılığına girmiş bir adam bir grup çocuğu
















