Vııız… Telefonuma bir mesaj geliyor. Acaba beni kontrol etmek için Derek mi diye merak ediyorum. Sonuçta, restorandan ağlayarak ve şok içinde ayrılmıştım. Telefonun üzerine atlıyorum, belki de gördüklerine makul bir açıklama göndermiştir diye umarak. Telefona bir bakış atıyorum ve mesajın gerçekten ondan geldiğini görüyorum. Ancak, kendisini açıklayacağına dair sahip olduğum her umut, mesajın içeriğini taradığım an hızla ölüyor. Mesajda şöyle yazıyor: "Denise hamile. Benim için bir varis dünyaya getirmek üzere. Çocuğumuzun bir aileye ihtiyacı var. Boşanma anlaşmasını yarına kadar imzala." Derek'in telefon numarasından yeni bir mesaj. Bugün yaşadığım bir dizi olaydan sonra artık hiçbir şeyin beni incitemeyeceğini düşünüyorsam, yanılmışım. Bu yeni istenmeyen bilgi, üzerime bir ton tuğla gibi düşüyor. Ağzımda bir acılık yükseliyor ve midemdeki her şeyi kusmak için tam zamanında doğrudan banyoya koşuyorum, sonunda kusacak hiçbir şey kalmayınca kuru kuru öğürmeye başlıyorum. Kuru öğürme durduktan sonra, başım tuvalet oturağına yaslanmış ve başımın ağrısından inleyerek banyoda kalıyorum. Derek'in neden henüz eve gelmediğine şaşmamalı. Hamile eski sevgilisinin evinde seks yaparken, ben burada ihanetinden dolayı incinmiş ve yalnız hissediyorum. Açıkçası, daha önce yaptığı iğrenç eylemlerden dolayı hiçbir pişmanlık duymuyor ve eski sevgilisini öpmesi için bir açıklama olacağını ummakla büyük bir aptallık ediyorum. Açıkça görülüyor ki, o ve ailesi beni asla saygıya değer bir insan olarak görmeyeceklerdi. Bu, hiç yaşanacak bir hayat değil ve tüm varlığımı saran ani bir nefret hissediyorum. Bu nefret beni yataktan fırlatıyor ve sessizce aşağı iniyorum ve o gece Derek'in bana verdikten sonra bıraktığım oturma odasındaki masanın üzerindeki boşanma belgelerini alıyorum. Kağıtları odama geri götürüyorum ve kararlılığımı kaybetmeden önce onları imzalıyorum. Bu evliliği daha fazla sürdürmenin bir anlamı yok. Bunu kendi adımı bildiğim kadar iyi biliyorum. Kendimi uyumaya zorlamama rağmen, uyku beni es geçiyor ve gözlerim şafak sökene kadar açık kalıyor. Mümkün olan en kısa sürede, boşanma anlaşmasıyla birlikte Derek'in ofisine gidiyorum. Onunla ofisinde görüşmüyorum, bu da iyi oldu, çünkü şimdi bildiklerimi bildiğim halde onu gördüğümde nasıl tepki vereceğimi bilmiyorum. Bunun yerine, imzalı boşanma belgelerini, görünüşüme şaşırmış görünen sekreterine teslim ediyorum. Kesinlikle en iyi halimde görünmüyorum, bu yüzden adamı tepkisi için suçlayamam. "Şey, hanımefendi. Patron, geldiğinizde bunu size vermemi istedi." Adam ayrılmak üzereyken bana bir takım resmi görünen belgeler uzatarak söylüyor. "Bu ne?" diye soruyorum, belgeleri ondan almadan. "Bu elli milyon dolarlık bir mülk anlaşması. Boşanma için tazminatınız olacak." Çok utanmış görünerek kekeliyor. "Patronunuza suçluluk tazminatını saklamasını söyleyin. Ondan hiçbir şeye ihtiyacım yok. Hak ettiğini kesinlikle alacak… Bu sadece bir zaman meselesi." Adama boş ve mekanik bir tonla söylüyorum. Derek'in şirketinden dışarı çıktım. Gökyüzüne bakarak uzun bir rahatlama nefesi veriyorum. Her şeyimi verdiğim üç yıllık evliliğimi az önce bitirdim. Şimdi bu iş bittiğine göre, düşündüğüm kadar incinmiş olmadığımı görüyorum. Bu evlilik gerçekleşmesi beklenen bir felaketti ve yeni başlangıçların zamanı geldi. Belki de acı daha sonra, daha çok yerleştiğimde gelecek... Şu anda bilmenin bir yolu yok. Son üç yılda, Derek'le birlikte olmak için ailemle hiç iletişim kurmadım. Bu utanç verici varoluşu bırakıp eski hayatıma dönme zamanı geldi. Telefonumda, bunca yıldan sonra bile aklımda kalan bir numarayı çeviriyorum. "Gelip beni alır mısın, lütfen," diyorum telefona ve sonra eşyalarımı toplamak ve arabamın gelmesini beklemek için Derek'in evine geri dönüyorum. Artık onun evini asla evim olarak düşünemem. Hayır, orada yaşadığım onca şeyden sonra değil. Toplanmam uzun sürmüyor, çünkü sadece kıyafetlerimi alıyorum ve birkaç bavula tıkıştırıyorum. Bundan çok geçmeden, Derek'in evinden ayrılıyorum. Böylece, hayatın bir anda nasıl değişebileceğine hayret ederek, haber vermeden hayatından çıkıyorum. Bunun gelmesi uzun zaman aldı.