Gözlerim faltaşı gibi açıldı. Uyanık olduğumu bildiği halde numara yapmanın bir anlamı yoktu. Ve tahmin ettiğim gibi, işte tam karşımdaydı, gözlerimin içine dik dik bakıyordu. İrkildim.
Loş bir ışık yakmıştı, çünkü şimdi odanın ortasına yerleştirilmiş masayı, karşısında tek bir sandalyeyi, diğer tarafta yere düşmüş bir sandalyeyi, kan olduğunu umduğum ve Allah'a yalvardığım kırmızı lekelerle dolu
















