Telefonu birkaç kez bipledi, daha da fazla çaldı ama Calista'nın zihni o kadar doluydu ki telefonu eline almaya kendini getiremedi.
Kafede oturmuş, yarı dolu kahve fincanına bakıyordu. İşlek kafenin gürültüsü havayı dolduruyordu, bu zihnindeki kaosa tam bir tezat oluşturuyordu. Dalgın bir şekilde kahveyi karıştırdı, dönen desenlere dalmıştı ama sıcaklık yıpranmış sinirlerine pek bir rahatlık sunm
















