Asansör kapısı tekrar açıldı.
Gelen Henry değil, Merry'ydi.
Merry, Charlotte'a sanki babasını öldürmüş bir düşmanmış gibi öfkeyle bakıyordu.
"Dökül bakalım, utanmaz fahişe! Başkan'ı nasıl ayarttın?" diye sordu Merry sinirle. "Başkan, ofisinde sana izin vermeye istekliydi..."
Merry o kelimeyi yüksek sesle söyleyemedi.
Utandığı için değildi.
Daha ziyade, sinirlenmişti.
Böylesine yakışıklı, çekici bi
















