Aşağı koşuyorum ve dünden yaralı olarak ayrılan savaşçıların serbest bırakılmamı beklemek için zaten sıralandıklarını fark ediyorum.
İlkine yaklaşıyorum, ama daha bir şey soramadan, dün hastaneyi koruyan savaşçılardan biri bana bir kahvaltı dürümü veriyor.
"Bu ne?"
"Alfa'nın emri. Neredeyse iki gündür bir şey yemediğini söylüyor," diyor.
"Dün adını alamadım," diyorum, dürümü alıp ısırarak. İçi
















