“Gerçekten de öyle. Teşekkür ederim.” Dönüp kollarımı boynuna doladım. Beni bırakmadan önce birkaç saniyeliğine sımsıkı sarıldı.
“Harekete geçsek iyi olur, brunch’ın beş dakika sonra başlıyor.”
“Tamam.” Kapıya doğru yönelip mutfağa indik. “Bundan sonra ofisine gidip Calvin’i oraya çağırmam gerekecek. Bana yüz şınav borcu var.”
“Bu konuda ciddi miydin?” diye güldü Alec.
“Elbette!” Resmi yemek odası
















