Ofise geldiğimde Logan sandalyesinde oturuyordu. Köşedeki tek bir ayaklı lamba dışında ışıklar kapalıydı. Elleri neredeyse dua eder gibi önünde birleşmiş, dirsekleri masaya dayanmış ve alnı ellerinin başparmaklarına yaslanmıştı. Gözleri kapalıydı. Onu o halde görünce içim burkuldu. Neyse bu, ciddi bir şeydi.
Kapıyı hafifçe çaldım. Gözleri aniden açıldı ve içeri girmemi işaret etti. Ayağa kalkmadı,
















