Serena'nın Gözünden
Kolumu uzatıyorum, kamera elimde neredeyse ağırlıksız gibi duruyor. Vizörde onu buluyorum—gözleri okyanus kadar derin ve mavi, saçları güneş altında altın teller gibi parlayan çocuk. "Gülümse kameraya, tatlım," diye nazikçe söylüyorum.
"Tamam, anne," diyor gülümseyerek. Ön dişlerinden birkaçının eksik olduğunu fark ediyorum, bu da gülümsemesini daha da özel kılıyor.
Amsterda
















