Georgia, penceresinden süzülen soluk sabah ışığıyla uyandı. İç geçirdi, çıplak tenine değen ipek çarşafların lüks hissiyle gerindi. Ayak parmakları Andre'nin kıllı bacaklarına dokunduğunda, yatağın diğer tarafına kaydı bakışları.
Mışıl mışıl uyuyordu. Saçları, yastıkta dağınık bir haldeydi, aralık duran ağzından hafif bir horultu yükseliyordu. İpek çarşaf, belini zarifçe örtüyordu, dövmelerini ve






