"Söylentiye göre The Rose'un gitaristi ufak bir araba kazası geçirmiş ve gelememiş, bu yüzden son dakikada birini çağırmak zorunda kalmışlar. Ve adamım, sadece yerini doldurmakla kalmadı; sahneyi ateşe verdi. Bir sürü underground konsere gittim ama bu kız başka bir şey," dedi Edwin, Selina'nın sahnede yarattığı etkiyle açıkça büyülenmişti. Charley gözlerini kırpıştırıp Edwin'i dürttü. "Seni hiç böyle bir kızdan bahsederken görmedim. Ona mı vuruldun yoksa ne?" "Kapılacak bir şey, orası kesin," diye yanıtladı Edwin, hiç tereddüt etmeden. "Edwin, ondan uzak dur," dedi Trevon aniden, ciddi bir ses tonuyla. Edwin ve Charley o kadar şaşırdılar ki, gözleri faltaşı gibi açıldı ve Trevon'a baktılar. "Dostum, bunu duydun mu? Trevon, işkolik manyağımız, bir kızla ilgileniyor?" Charley neredeyse ağlıyordu, heyecanla, "Trevon! Senin ve ailen için hayırlı olsun; sonunda birinden hoşlanıyorsun! Seni ya erkeklerden hoşlanıyor ya da hiç kimseyi beğenmiyor sanmaya başlamıştım. Rahatladım adamım." Trevon ona kaynar suyu dondurabilecek o bakışlarından birini atınca tiyatrosu hızla sona erdi. Ama Edwin'in dikkatini çeken şey Selina'nın sahnedeki varlığı değil, Trevon'un ani ilgisiydi. "Ona mı vuruldun, Trevon?" "O benim karım." "Ne? Gerçekten mi?" Trevon gerçekleri ortaya serdi—Selina ile evliliğini yakın arkadaşlarından saklamak gibi bir planı olmamıştı. Edwin ve Charley o kadar şaşırmışlardı ki konuşamadılar. Sadece harika olduğunu haykıran birer başparmak işareti yaptılar. Şimdi, sahnede gitar solosu çalma sırası Selina'daydı. Çoğu underground rock grubunda, şarkıcı genellikle çok dikkat çekerdi ama baş gitarist de çok önemliydi. Bazen seyirciyi heyecanlandırmak için plansız bir solo çalmak zorundaydılar. Bu, bir rock gitaristinin ne kadar iyi ve yetenekli olduğunu gösteren büyük bir meydan okumaydı. Kalabalıktan Elaine nefesini tuttu. "Halledersin Selina!" Timothy, endişelendiğini düşünerek Ashley'ye döndü ve, "İşini bitirdi. Daha önce grubun sesine karışabiliyordu ama şimdi tek başına... saklanacak yeri yok," dedi. Selina çalarken gitarın sesi odayı doldurdu, parmakları teller üzerinde hızla hareket ediyor ve gözleri kapalı heyecan verici müziğe kendini kaptırıyordu. Starlight Club'daki herkes gözlerini inanılmaz gitar solosundan alamıyordu. İnsanlar tutunabildikleri her şeye tutunuyorlardı. Çok harikaydı. Selina'nın gitar çalması gerçekten çok güçlüydü ve güzel yüzü tüm erkeklerin kalplerini hızlandırıyordu. Selina müziğine kendini gerçekten vermişti ve basit kıyafetlerini bile havalı gösteriyordu. Mesele sadece ne giydiğin değildi—mesele onları giyen kişiydi. Bazı insanlar yetenekleri ve görünümleriyle her şeyi tersine çevirebilirlerdi. Oda ancak solosu bittikten sonra canlandı ve hatta grup arkadaşları bile sanki destansı bir şeye tanık olmuş gibi görünüyorlardı. Seyirci büyülenmişti, ancak Lydia'nın davullara yeniden vurmasıyla o ana geri döndüler. Thomas ve Luke hemen havaya girdiler, tam birer profesyonel oldukları gibi. Selina teri silkeledi, adrenalinin yüksekliği inkar edilemezdi—bir performansta hiç bu kadar özgür hissetmemişti. Otuz dakikalık set bir göz açıp kapayıncaya kadar geçti. The Rose sahneden inerken, havadaki uğultu elektrik yüklüydü—hayranlar açıkça bir bis istiyorlardı. "Dostum, gitarı sallayan hatun kimdi?" "Sadece göze hoş gelmekle kalmıyor; sahneye yeni geldi ve o tellerde harikalar yaratıyor!" "İşte bu, o yeni gitar tanrıçası. Tartışmasız!" Ashley, kalabalığın Selina'yı övdüğünü duyunca, yüzü limonu ısırmış gibi buruştu. Başını eğdi, elbisesinin eteğini sımsıkı tuttu, kıskançlıktan kuduruyordu. 'Selina, o taşralı köylü kızı, beni nasıl gölgede bırakabilir? Böyle olmaz,' diye düşündü. "Hey Ashley, Selina yukarıdaki kız kardeşin değil mi? Numarsını alabilir miyim? Kaçırılmayacak kadar ateşli!" Harvey ailesinin pembe dizisinden habersiz bazı zengin adamlar, ikisinin hala kardeş olduğunu varsaydı. "Üzgünüm, Selina artık aileyle küs ve ben... Ben gerçekten yapamam..." Ashley hızla üzgün ve çaresiz gibi davrandı ama içten içe öfkeleniyordu. Timothy adamı tersledi. "O sadece küçük bir grubun gitaristi. Hadi ama, ne zamandan beri Harvey ailesinin reddettikleriyle ilgileniyorsun?" "Dinle Timothy, herkes senin çevrende dönmüyor, tamam mı? Selina hala Harvey ailesiyle birlikte olsaydı, benim ligimin çok ötesinde olurdu, şüphesiz." Kuliste, soyunma odasında, Selina ve Lydia beşlik çakışıp sırıtıyorlardı. "Çok uzun zaman oldu, Selina. Hala yapabildiğini biliyordum. Eğlendin mi orada?" dedi Lydia. "Evet, kesinlikle!" Selina'nın nabzı hala hızla atıyordu. Bu telaş—bu, hayatta olmak ne demekti. Eskiden bunu hafife alırdı ama Harvey ailesinin dramasıyla ezildikten sonra, ne kadar harika hissettirdiğini neredeyse unutmuştu. "Bu gece harikaydın Selina! Seyirci bayıldı sana. Alev alevdin!" Elaine gülümsedi. "Neden The Rose'a temelli katılmıyorsun? Seninle gerçek bir güç oluruz!" Elaine gülümsemeyi kesemedi. Thomas da katıldı, "Cidden Selina, sahnede bir havan var—gerçek bir yetenek. Kardeşim ve ben kalırsan çok seviniriz." "Ben..." Selina bir an tereddüt etti. "Bak, seni sadece bu gece için çağırdım. Yedeklerimiz de var," diye güvence verdi Lydia. "Seninle tekrar çalmak harikaydı Selina. Her neyse, bizimle çalmak istediğin zaman bize haber ver yeter. Baskı yok, tamam mı?"