İlk çocuk tam bir sörfçü gibiydi, bronzlaşmış teni ve rahat bir gülümsemesi vardı, kardeşi ise daha sakin ve havalı bir havaya sahipti. Baştan aşağı rocker tarzı giyinmişlerdi, ikisinin de uzun saçları ve şık kulak piercingleri vardı. "Selam, sen Selina olmalısın. Ben Thomas Cooper, solist ve gitarcı. Bu da küçük kardeşim Luke, basçı olan. Lydia senden çok bahsetti, bakalım neler yapacaksın. Hepimiz sana güveniyoruz," dedi Thomas, odayı aydınlatan bir gülümsemeyle. Luke ise sadece hafif bir baş selamı verdi. Selina da başıyla selamladı ve "Tanıştığıma memnun oldum. Ben de varım. Hadi bu işi başlatalım," dedi. Lydia herkesin dikkatini çekmek için ellerini çırptı. "Tamam, millet, coşturalım. Her şeyi bir araya getirmek için 20 dakikamız var, o yüzden hakkını verelim ve burayı yıkalım, anlaşıldı mı?" "Evet!" ***** Açılış grubunun performansı sona erdi ve The Rose'un sahneye çıkmasına on beş dakika kaldı. Starlight Club, o müthiş açılışın ardından enerjiyle doluydu. Ashley, Timothy'nin yanında portakal suyunu yudumlarken endişelenmeye başlamıştı. "Hey, Kevin neden bu kadar gecikti? Selina da nerede kaldı? Çok endişeleniyorum. Onlara bakmalı mıyız sence?" Timothy rahat bir şekilde içkisinden bir yudum aldı. "Yok canım, çocuk değiller. Endişelenme." Ashley yine de huzursuzdu. Kevin bir şeyler ayarladıysa şimdiye kadar geri dönerdi. Ama sonra, The Rose sahneye çıktığında, mekan tezahüratlarla yıkıldı. Başlangıçta Ashley ve Timothy, loş ışıkta kimin kim olduğunu tam olarak göremediler, sadece etraflarındaki insanlarla grup hakkında sohbet ediyorlardı. Ama sahne aydınlandığında Ashley şaşkınlıkla nefesini tuttu, "Ne? Selina mı?" Timothy onun bakışlarını sahneye çevirdi, kaşları çatılmıştı, Selina'yı baş gitaristin her zamanki yerinde gitarla görüyordu. "Neler oluyor? Selina ne zamandan beri The Rose ile çalıyor?" Daha önce The Rose'un konserlerini izlemişti ve gitarist asla Selina değildi. Belki de her zamanki gitaristin acil bir işi çıkmıştı ve Selina sadece geçici olarak onun yerine geçmişti. Aslında The Rose gibi bir grupla çalması imkansız gibiydi. "Timothy, bu delilik—Selina'yı durdurmalıyız! Kendini böyle rezil edemez." Ashley'nin endişesi samimiyetsizlikle damlıyordu. Şimdi her şey anlam kazanmıştı. Selina, Harvey ailesiyle bağlarını kopardı ve Starlight Club'a girdi çünkü popülerleşen The Rose'a katılmıştı ve kendi ayaklarının üzerinde durabilirdi. "Eskiden grubun iyi olduğunu düşünürdüm. Ama Thomas ve Luke'un Selina tarafından kandırılıp gitar çalmasına izin vermesine inanamıyorum..." dedi Timothy sırıtarak. "Mahvolmalarını görmek için sabırsızlanıyorum. Bu gece Starlight Club'da kötülerse, kimse onları bir daha çağırmaz." Selina'nın gerçekten çalabileceğini düşünmüyordu. Ona göre Selina sadece bir hiçti; sadece görünüş vardı, yetenek yoktu. Onunla evlenme fikri, tenindeki böcekler gibi iğrendiriyordu onu. Aile çevresinden birini seçmek zorunda kalsaydı, her zaman Ashley'yi seçerdi. Selina sonsuza kadar ortadan kaybolmalıydı. Timothy, Selina'nın dönüşüyle sorun çıkaracağından endişeliydi. Ama Ashley ona Selina'nın Harvey ailesinden ayrıldığını söylemişti, bu yüzden daha az endişeliydi. Selina bu gece başarısız olursa ve insanlar onun Thomas ve Luke ile para için birlikte olduğunu düşünürse, Harvey ve Clark aileleri onu gözden çıkarırdı. "Ne? Hayır, Timothy, buna izin veremeyiz. Selina'nın tekrar mahvolmasını izleyemem. Şimdi de iki adamla para için mi birlikte?" Ashley bunu başkalarının duyabileceği kadar yüksek sesle söyledi. Timothy'nin arkadaşları eğlenmiş görünüyordu ve fısıldaşmaya başladılar. Harvey ailesinin yirmi bir yıldır kayıp olan varisi, şimdi de rock yıldızlarıyla para için mi birlikte? Bu büyük bir haberdi. Grubun performansı, odayı dolduran elektrik gitar rifleriyle başladı. Selina, başı eğik, müziğe kendini kaptırmıştı, her nota etrafında canlıydı, nabzını hızlandırıyordu. Seyirciler arasında Elaine, duyabilecek herkese dua ediyordu. Ama Selina'yı sahneye hakim olduğunu görünce, sevinçten çığlık atmaktan kendini alamadı. Elhamdülillah! Thomas ve Luke şaşkına dönmüştü. Selina işe koyulduktan sonra sahneye hükmetti, ikizleri gölgede bıraktı ve Lydia ile kafa kafaya yarıştı. Provalarda sadece ortalama biriydi, ama şu anda alev alevdi—işler ciddiye bindiğinde ortaya çıkan doğuştan bir sanatçıydı. Lydia, tebessüm ederek, davulların Selina'nın gitarıyla senkronize bir şekilde devreye girmesini izledi, bu da kalabalığı çılgına çevirdi. "Vay canına, Ashley, kız kardeşin ortalığı kasıp kavuruyor!" diye bağırdı kalabalık, Ashley'nin daha önceki karalamalarının ardından fikirlerini değiştirerek, Selina'nın grubu aşağı çekmediğini; süperstar edasıyla ona liderlik ettiğini gördüler. Ashley öfkeden kuduruyordu. İşler böyle gitmemeliydi. Selina'nın başarısızlığını filme almaya ve Harvey ailesine göstermeye hazırdı, Selina'nın ailenin dışında olduğunu ve kendisinin, Ashley'nin, onların sevgisine layık tek kişi olduğunu kanıtlamak için. Ama Selina ortalığı kasıp kavuruyordu, bu da Ashley'nin planının ters tepmesine neden oluyordu. Timothy şaşkın bir şekilde ayakta durmuş, parlak ışıklar altında bir kraliyet ailesi gibi görünen Selina'yı izliyordu. Yukarıdaki VIP bölümünde Trevon, gizemli bir ifadeyle geri döndü. Güvenlik kameralarını kontrol edip Charm'ın görünüşüyle eşleştiğini doğruladıktan sonra, bunun gerçekten Selina olup olmadığını merak ediyordu. Charley coşmuştu. "Trevon, dostum, neredeydin? Gördün mü? Grup harika!" Trevon cevap vermedi. Sadece yanına yürüdü, Charley'nin yanında durdu ve sahneye doğru döndü. Selina'yı gördü ve ifadesi şaşkınlığa dönüştü. Kendi kendine düşündü, 'Selina neden The Rose'un performansında sahne alıyor? Kadroyu gördüm ve onun adı kesinlikle listede yok.'