Çok geçmeden Marmee odaya girdi, gümüş bir tepsi tutuyordu ki bu da midemin bir canavar gibi guruldamasına neden oldu. Hunter'ınkinden bile daha büyük. Ona bir gülümseme sundum, ama o bana karşılık vermeyince hemen soldu. Kalbimi acıttı. Marmee her zaman gülümserdi. Hatta buradaki ilk günümde bile, topraklarını aşan bir yabancı olduğum için bir sürü ölümcül bakış aldıktan sonra bana sıcak bir gülü
















