Bianca başını kaldırdı ve gözlerini hiç kırpmadan Luke’a baktı.
Uzun bir süre geçmiş, sanki zaman durmuş gibiydi. Kendine henüz gelebilmişti; tarifi imkânsız hisler onu hâlâ uçurumun kenarında tutuyordu.
Uzun ve titrek kirpiklerinin altında, yaşlarla dolup taşan gözler vardı.
Luke Crawford, o üst sınıflardaki Crawford’dı.
Geçmişte kalbinde taşıdığı şüpheler, şu an gözlerinin önündeki hakikatten ta
