Doğrusu, Andrew'un şarabı, üzerinde etiketi bile olmayan şişesiyle, o pahalı şarapların gösterişli ambalajlarından eser taşımıyordu. Hal böyle olunca, kimse o basit sunumu ciddiye alamazdı.
Irene terslendi, "Andrew, ne kadar da aptalsın! Seni yemeğe davet etmekle bile lütufta bulunduk, ama babam senin o ucuz şarabını içemeyecek kadar seçkin. O rezilliği masamızdan kaldır!"
Andrew soğukkanlılığını
















