Fakat Stephanie, Sebastian'ın gözlerinden hiçbir şey okuyamıyordu ve rastgele tahminlerde bulunmaya cesaret edemiyordu.
Nefesi hızlandı, kalbi göğsünde gümbürdedi. Garip bir şekilde başını salladı. "E-evet, gerçekten saldırgan."
O zamanlar zar zor nefes alabiliyordu. Şimdi ise yüzü kontrolsüz bir şekilde yanıyordu.
Sebastian'ın boğuk sesi kulağının yakınında duyuldu. "Üzerine bir ilaç sürdün mü?"
















