"Neden keyifsizsin?" Kulağıma fısıldayan sesten irkilmemeye çalışıyorum.
"Keyifsiz değilim," diyorum, pencereden dışarı bakarak. Bu bir yalan. Çok keyifsizim. Sadece fark etmesine şaşırdım.
Niko kolunu belime doluyor ve sırtımı göğsüne yaslıyor. Neredeyse kucağına oturana kadar.
"Sen berbat bir yalancısın." Duraksıyor, "Bir şey mi oldu?"
Sanki umrunda, demek geliyor içimden ama dilimi ısırıyor
















