Kendi tempomu hızlandırıyorum, şimdi boş bir duş kabinine doğru atılıyorum, hangisi boşsa – ne kadar pis olursa olsun – razıyım.
"Ari!" Jesse arkamdan tıslıyor. "Sen – sen ciddi misin – o senin –"
Hafifçe şaşkınlıkla cırlıyorum. "Ne hakkında konuştuğunu bilmiyorum, Jesse!" diye tıslıyorum, kabine atlayıp perdeyi arkamdan çekerek kapatıyorum.
"Ari!" Jesse çığlık atıyor, sonra sesini alçaltıyor.
















