Jackson beni kaya duvarına yaslarken soluk soluğayım, hatta resmen nefes nefese kalmış durumdayım. İki eli de şu an tişörtümün altında, avuç içleri tenime değdikçe sanki bir şarkı çalıyor, kaburgalarımın üzerinden yavaşça geçiyorlar. Sanki burada olduğumdan, gerçek olduğumdan emin olmaya çalışıyorlar gibi.
Ve aniden, hem de çok aniden, artık bu tişörtü giymek istemediğimi fark ediyorum. Hatta hiç
















