"Üzgünüm," diyor Jackson, elindeki kendi yemek tabağıyla birlikte benimkini de uzatırken hafifçe kaşlarını çatıyor. "Yemeğe gel demiş... Gelmemeli miydim?"
"Ş-şey... Hayır," diye kekeliyorum, tabağı ondan alırken başımı sallıyorum. "Tabii ki, Jackson. Affet beni... Sadece... Zamanı unuttum."
Omuz silkiyor, dudağının kenarı yukarı kıvrılıyor. "En iyisinin başına gelir. Yani..." diyor, doğrulup ta
















