"Christian'ın arkadaşlığını küçümsememelisin, Iris," diye hırladı Frankie, beni kendine doğru çekerken, ben de topuklarımı yere sabitleyip ağırlığımı geriye verdim.
"Frankie!" diye inledim dişlerimin arasından, sessiz olmaya çalışarak ve endişeyle arkamızdaki ofis kapısına doğru bakarak. Orada hâlâ devasa, korkunç bir mafya babası var ve bizim Aperol almaya gittiğimizi sanıyor. "Bunu başka bir yer
















