Hemen sonra, aşağıda Ashton'ın arabasının motorunu çalıştırdığını duydum.
Hala uykulu olduğum için, o gittikten kısa süre sonra tekrar uyuyakaldım.
Uyandığımda saat zaten sabah 9'du. Gözlerimi açtığım anda, Ashton'dan bir telefon aldım.
Hala uzanırken telefonu açtım. "Alo?"
"Uyandın mı?" Sesi keyifli geliyordu.
"Evet."
"Kalk ve birlikte kahvaltı yapalım. Seni ofiste bekliyorum."
Şaşkınlıkla, içgüd
















