Stan bana öfkeyle bakıyor, gözleri hınçla kararmış. Yukarıdaki floresan lambalar titriyor, yüzüne uğursuz gölgeler düşürüyor. "Wake ile ne zamandır iletişim halindesin?" diye soruyor, sesi zehir damlıyor.
İçimde büyüyen korkuya rağmen sakin kalmaya çalışarak sertçe yutkunuyorum. "Stan, sana her şeyi anlattım. İnanmıyorsan, tamam. Ama sana karşı dürüst olmaktan başka bir şey yapmadım."
"Saçmalık!"
















