Trevon Wilson ertesi sabah ofisindeydi.
İşe erken gitti ve yüzünde acımasız bir ifadeyle, kötü bir ruh haliyle masasının arkasına oturdu.
Trevon'ın yüzü, sanki dünya ona borçluymuş gibi asıktı.
Sekreterlik bölümündekiler, günün geri kalanında onun ters tarafına denk gelmemek için parmaklarının ucunda dolaşmak zorunda kaldılar.
Birkaç dakika sonra kapı çaldı.
Jim Hawk, orta yaşlı bir adamı Trevon'ı
















