Üzerimizdeki her bir çift gözü hissedebiliyordum.
Ashton ise… yani, Ashton işte.
Yürüyen bir sanat eseri gibiydi.
Ama sadece güzel değil.
Tehlikeli-güzel.
Uçurumun hiperrealistik 3D resimlerinden biri gibi.
Çok uzun süre bakarsanız düşüşü hissetmeye başlarsınız.
Ben mi? Ben de fena değildim.
Belki ondan biraz daha az melek gibiydim, ama kesinlikle gösterilebilirdim.
Ama odayı donduranın görünüşümü
















