Hücrede sekiz saat, sonunda polis kapıyı açıyor. "Kefalet ödendi, Bayan Sullivan—gitmekte serbestsiniz."
Kefalet mi? Charles'tan mı, ailesinden mi?
Teresa kimin ödediğini sormuyor. Sadece başını sallıyor, teşekkür ediyor ve lobiye adımını atıyor.
Orada, neon polis merkezi ışıklarına karşı çerçevelenmiş bir siluet duruyordu.
Charles.
Ekmek kesecek kadar keskin takım elbise, kilometrelerce uzunlukta
















