O anda, Eliana bu dörtlünün kim olduğunu hatırladı. Zaman yolculuğundan önce, Willow'un Andy ve Victoria'yı Eliana'nın eğitimini reddetmeleri için manipüle etmesi nedeniyle, Eliana para kazanmak için yarı zamanlı çalışmak zorunda kalmış, bu yüzden okul forumunda neler olup bittiğine pek dikkat etmemişti. Ama Isonstead Üniversitesi'ndeki en güçlü dört ismi duymuştu: Cameron, Thomas, Landon ve Adam. Eliana daha önce okul kapısında insanların Cameron'ın adını andığını duyduğunda, bir şeyler çağrıştırmıştı ama nedenini tam olarak çıkaramamıştı. Şimdi, burada durup hepsini bir arada görünce, sonunda jetonu düşmüştü. Dördü yaklaşırken, Cameron bakışlarını Eliana'ya sabitledi ve Thomas'a, "Kuzenin şoka girmiş gibi görünüyor," dedi. Thomas da en az Eliana kadar şaşkındı. Her zaman insanların Eliana'nın çekici olmadığını söylediğini duymuştu ama bu kadar güzel olmasını asla beklemiyordu. Kendi kendine bir dizi küfür mırıldandı, 'Eliana'nın çirkin olduğunu kim söyledi lan? Cidden, böyle bir saçmalığı kim uyduruyor? Umarım kimin başlattığını öğrenmem, yoksa pişman olurlar.' "Eliana, merhaba!" diye seslendi Thomas sırıtarak. Eliana da Thomas'a gülümsedi. "Merhaba, Thomas." Thomas hızla açıkladı, "Eliana, bu sabah halletmem gereken bazı önemli işlerim vardı, bu yüzden seni alamadım. Geç kalacağından endişelendim, bu yüzden Cameron'ı göndermiştim. İkiniz arasında bir sorun olmadı, değil mi? Cameron aslında iyi bir çocuk, sadece biraz soğuk." Eliana Cameron'a baktı ve isteksizce, "O iyi," dedi. Sonra Landon ve Adam Eliana'yı selamlamak için öne çıktılar. "Merhaba, Eliana!" "Selam çocuklar," diye yanıtladı Eliana. Thomas sırıtarak onları tanıttı, "Tanışın, Landon ve Adam." Sonra, gözünde oyuncu bir parıltıyla, ekledi, "Uyarayım sizi, ikiniz de—Eliana'yla ilgili herhangi bir pislik yapmayı aklınızdan bile geçirmeyin. Ve Eliana," diye sırıttı, "bu adamlara göz kulak ol. Tam bir domuz sürüsü ikisi de!" Landon karşılık verdi, "Kime domuz diyorsun lan sen?" Adam sırıttı. "Hadi Tommy, sana söylemem gereken bir şey var." Bunun üzerine Thomas, Landon ve Adam tarafından çekilerek uzaklaştırıldı ve Eliana onların şakacı atışmalarına gülmeden edemedi. Cameron, Eliana'nın gülümsemesini görünce gülümsedi ve "Gidelim," dedi. "Nereye?" diye sordu Eliana. Cameron sırıtarak yanıtladı, "Bana yemek ısmarlayacağını söylemiştin." Eliana saate baktı. Henüz 10:30'du, öğle yemeğine daha vardı. "Bu kadar erken mi yiyorsun?" diye sordu Eliana. Cameron umursamazca yanıtladı, "Genellikle öğle yemeğini 10:30'dan öğleden sonra 2:30'a kadar yerim." Eliana alışılmadık yeme alışkanlıklarına kaşlarını çattı. Cameron kaşını kaldırdı. "Geliyor musun, gelmiyor musun?" Eliana cevap vermeden önce, Thomas koşarak geldi. "Eliana, hadi, sana kampüsü gezdireyim." Cameron Thomas'a soğuk bir bakış attı ve Thomas hemen ima edilen mesajı anladı. Hızla düzelterek, "Tamamdır. Cameron, acıktın değil mi? Önce yemek yiyelim," dedi. Cameron küçük, memnun bir sırıtma attı. Öğleden sonra bir birinci sınıf partisine katılacağı için Eliana geç kalmak istemedi, bu yüzden Isonstead Üniversitesi yemekhanesine gitmeye karar verdi. Dördü genellikle yemekhaneden uzak dururdu, ancak Eliana için bir istisna yaptılar, ona eşlik ederek hızlı bir yemekle yetindiler. ***** Isonstead Üniversitesi yemekhanesi inanılmaz derecede iyi tasarlanmıştı, uzaktan bir sanat müzesini andırıyordu. Üç katlıydı ve sunulan yemekler çeşitli dünya mutfaklarını kapsıyordu. Cameron ve diğerleri bunu tuhaf buldu. Eliana'nın yemekhaneyi ilk kez ziyaret ettiğini varsaydılar, ancak buraya tamamen aşina görünüyordu. Yemeklerini sipariş ettikten sonra Eliana kredi kartıyla ödeme yaptı ve pencere kenarında bir masa seçtiler. Eliana'nın yemekhanedeki en sevdiği yemeklerden biri köftelerdi. Başlangıçta pek aç olmasa da, köftelerin görüntüsü ağzını sulandırdı ve bir tane denemeden edemedi. Cameron ve diğerleri yemeklerine pek dokunmadılar, sadece biraz tattılar. Aç değillerdi ve kafeteryanın daha basit yemek kalitesine alışkın değillerdi. Eliana'nın iştahla bir köfte yediğini gören Cameron, sandalyesine yaslandı ve umursamazca sordu, "Güzel mi?" Eliana yukarı baktı, ağzının kenarında köfteden biraz sos vardı ve "Güzel," diye yanıtladı. Bunu duyan Thomas, Eliana'nın tabağından bir köfte daha alıp denemeden edemedi. "Sıradan bir köfte işte, özel bir şey yok," dedi kaşlarını çatarak. Zaman yolculuğundan önce, Eliana bir zamanlar bir filmde küçük bir rol kapmayı başarmıştı, ancak burası Isonstead Üniversitesi'nden çok uzaktaydı. Biletler ve konaklama için para biriktirmek için yarım ay harcamıştı. O süre zarfında abur cuburla hayatta kalmış ve kafeteryanın köftelerini özlemişti ama para biriktirmek için onlardan vazgeçmek zorunda kalmıştı. Eliana için köftelerin tadı olağanüstü değildi, ancak özel bir anlam taşıyordu. Onlar yemek yerken, bir grup ikinci sınıf öğrencisi yemekhaneye girdi ve hemen Cameron ve grubunu tanıdılar. "Hey, bakın, Cameron ve bu sabah onunla arabadan inen yeni öğrenci!" "Neler oluyor? Cameron ve diğerleri kafeteryada mı yemek yiyor? Çabuk, fotoğraf çekin ve foruma gönderin." "Bu yeni öğrenci, o kim? Şimdiden Bilgisayar Bilimi Dörtlüsü ile mi yemek yiyor?" Aceleyle birkaç fotoğraf çektiler ve foruma gönderdiler. Eliana'nın Cameron ile bu sabahtan kalma fotoğrafları zaten internette büyük bir heyecan yaratmıştı. Şimdi, kafeterya resimlerinin eklenmesiyle daha fazla tartışma çıktı ve insanlar Eliana'nın geçmişi hakkında spekülasyon yaptı. Eliana Cameron'a yemek ısmarlamış olmasına rağmen, Cameron zar zor yedi. Eliana, yemeği israf etmek istemediği için tüm tabağını bitirdi ve hatta memnun bir geğirti çıkardı. Yemekhaneden dışarı adım atarlarken, Cameron ağzından kaçırdı, "Bu yemek sayılmaz. Ben zar zor bir şey yedim. Bir dahaki sefere, bana bir tane daha borcun var." Eliana kaşını kaldırdı, yüzünde bir parça sinirlilik belirdi. 'Bu adamın yüzsüzlüğüne bak! Ne kadar da arsız!' diye düşündü, kaşları daha da çatıldı.