Grup, Noelle gibi biriyle tanıştıktan sonra hala şoktaydı. Nişanlısının başka kadınlarla takılması umurunda bile değildi. Hatta o da katılmayı düşünüyordu. Bu kız başka bir şeydi—tamamen farklı bir seviyedeydi. Her zamanki gibi oyunbaz ve baş belası olan Oscar, Noelle'e doğru eğilerek, şekilli saçlarından parmaklarını geçirirken sinsi bir sırıtış attı. En çekici, flörtöz tavrını takınarak, "Demek sen maceraperest bir tipsin, Noelle? Ne dersin? Benimle biraz eğlenmek ister misin?" diye takıldı. Ophelia gözlerini devirerek, "Yine başlıyoruz," diye mırıldandı. Yine de onu durdurmayacaktı. Aslında, Noelle'in böyle bir teklife nasıl yanıt vereceğini merak ediyordu. Noelle, elinde hala bir tavuk budu tutarak, açıkça biraz kafası karışmış bir şekilde gözlerini kırpıştırdı. "Eğlence mi?" Oscar daha da yaklaştı, sesini çok daha imalı bir tona indirerek. "Sadece yetişkinlerin yaptığı türden şeylerden bahsediyorum... eğer hazırsan." Noelle'in gözleri parladı, yüzü neredeyse heyecanla ışıldıyordu. "Sadece yetişkinler mi yapabiliyor bunları?" dedi, sesi neredeyse coşkuyla kabarıyordu. Başlangıçta, bu şeyleri Nicolas'la yapmak istemişti ama o sürekli onu reddetmişti. Acaba onu savsaklayıp savsaklamadığını merak etmeye başlamıştı. Ama bu adam, Oscar—Nicolas kadar yakışıklı olmasa da—gerçekten ilgili görünüyordu. Ve "yetişkin şeyler" yapmayı teklif ettiğine göre, Noelle 'neden olmasın?' diye düşündü. Meraklıydı. "Yapalım! Yapalım!" diye haykırdı, gözleri heyecanla parlayarak Oscar'a doğru eğildi. "Ne zaman başlayabiliriz?" Oscar, aralarındaki mesafeyi aniden kapattığında, yüzü yüzüne sadece santimler uzaklıkta olduğunda şaşırdı. "Aman Allahım!" diye mırıldandı, cesaretine şaşırmıştı. Daha önce hiç bu kadar atılgan biriyle tanışmamıştı ve yakından güzelliğinden etkilenmişti. Cildi kusursuzdu, porselen gibiydi, hatları mükemmel bir şekilde şekillendirilmişti, sanki usta bir sanatçı tarafından yaratılmıştı. Bir butik vitrininde görülen o pahalı bebeklerden birine benziyordu. Kalbi tekledi ve kendini o anın büyüsüne kapılmış buldu. Oyunbaz bir sırıtışla, "Eğer bu kadar hevesliysen, bu geceki avdan sonra bir otele ne dersin?" dedi. "Otele ne için gideceğiz?" diye sordu Noelle, merakı artmıştı. "Sadece yetişkinlerin yapabileceği türden şeyler yapmak için." "Mm-hmm, evet! Gidelim! Gidelim!" Noelle hevesle başını salladı, gülümsemesi heyecanla genişledi. Oscar telefonunu çıkardı ve otel aramaya başladı, şimdiden geceyi planlıyordu. "Tamam, bir başkanlık süiti ayırtalım." Noelle saf bir sevinçle ellerini çırptı. "Evet, evet, evet! Başkanlık süiti! Başkanlık süiti!" Hala şokta olan Ophelia ve Celeste, duyduklarına neredeyse inanamıyorlardı. 'Dur bir dakika. O gerçekten de buna katılıyor mu?' diye düşündü Ophelia, inanamayışı artıyordu. Yakınlarda sessizce oturan Celeste, Noelle'i izlemekten kendini alamadı. Gözleri ona sabitlenmişti ve kendini tutmak için eteğinin kenarlarını sıkıca tutuyordu. 'Nicolas gerçekten de böyle kızlardan mı hoşlanıyor?' diye merak etti. 'Belki de Noelle gibi daha özgür ruhlu ve sınırsız olmaya başlamalıyım?' Oscar, şimdi tamamen heyecana kapılmış bir şekilde, Noelle'e daha da yaklaştı. "Otele vardığımızda, bir şişe şarap alabiliriz. Biliyorsun, havayı ayarlamak için." "Şarap, evet! Şarap!" Noelle neşeyle bağırdı, sesi keyifle doluydu. Tam heyecana kapılmışken, beklenmedik bir şey oldu. Büyük bir el aniden yüzünü kapattı, onu nazikçe ama sıkıca Oscar'dan uzaklaştırdı. Noelle dondu, şaşkınlıkla başını çevirdi. "Nick!" diye bağırdı, gözleri tanımayla büyüdü. Aramasını bitiren ve bir şekilde odaya fark ettirmeden sızan Nicolas'tı. Nicolas'ın dipsiz bir kuyu kadar derin ve yoğun olan gözleri, Oscar'a kaymadan önce kısaca Noelle'e kilitlendi. Dudakları hafif, neredeyse alaycı bir gülümsemeye dönüştü ve sesi iğneleyici bir alayla doluydu. "Oscar, utanmaz olduğunu biliyorum ama ne zamandan beri arkadaşının nişanlısına asılmaya başladın?" Nicolas sinirliydi. Oscar'ın beyni aşırı hıza geçti ve hemen Noelle'den birkaç adım uzaklaştı, ellerini savunmacı bir şekilde kaldırdı. "Sakin ol, sakin ol! Sadece şaka yapıyordum, dostum! Sadece Noelle'le dalga geçiyordum!" "Ne dedin sen?" Noelle'in yüzü can sıkıntısıyla buruştu ve açıkça üzülmüş bir şekilde Oscar'a döndü. "Dur bir dakika, tüm o 'yetişkin işleri' muhabbetinin sadece bir şaka olduğunu mu söylüyorsun? Bunu yapamazsın!" Oscar dondu, omurgasından aşağıya bir ürperti indiğini hissetti. 'Aman Tanrım. Fırtınanın yaklaştığını görmüyor mu? Nişanlısı neredeyse patlamak üzere ve o hala başka adamlarla flört etmeyi düşünüyor?' "Yalancı! Bunu bana nasıl yaparsın?" Noelle'in gözleri öfkeyle parladı ve Oscar'a öfkeli bir bakış attı. Kendini savunmaya fırsat bulamadan, Nicolas'ın eli uzandı ve yumuşak yanağını sıkıca çimdikledi. "Ay!" diye haykırdı Noelle, ani acıyla yüzünü buruşturdu. Şaşkınlık ve hafif bir kırgınlıkla gözleri büyümüş bir şekilde Nicolas'a bakmak için döndü. "Nick, beni neden çimdikledin?" Nicolas keskin bir nefes verdi, hala öfkeliydi, ancak sesi soğuk ve kontrollü kaldı. "Ne halt ettiğini sanıyorsun, başka bir adamla otele gitmekten bahsediyorsun, hem de benim önümde? Kimi kızdırmaya çalışıyorsun, ha?" Noelle, hala tam olarak anlamamış bir şekilde, çocuksu bir surat astı. "Ne var bunda? Sen o kadınla birlikteydin, değil mi? Ben bunun hakkında hiçbir şey söylemedim. Neden bana yükleniyorsun?" Nicolas olduğu yerde durdu, bir hayal kırıklığı ve kafa karışıklığı karışımı hissediyordu. Oscar gülmekten kendini alamadı. 'Bu... bu kesinlikle karma olmalı, değil mi?' Nicolas bu "playboy" kişiliğini geliştirmek için çok zaman harcamıştı ve şimdi her şey yıkılıyordu. Kendi ilacının tadına bakıyordu. Ancak Oscar durumun ironisinin tadını çıkarmak üzereyken, aniden Nicolas'ın yoğun bakışının tüm gücünü hissetti. Oscar yutkundu. "Tamam, tamam, anladım," diye mırıldandı kendi kendine, çok ileri gitmiş olabileceğini fark ederek. Nicolas, hala öfkeli olmasına rağmen, tam olarak neyin kendisini rahatsız ettiğinden emin değildi. Belki de Noelle'in daha önce kendisinden daha fazlasını istemesi ve şimdi de hoşlandığını iddia ettiği Oscar'a yönelmesiydi. Bu mantıklı değildi. 'Bu kararsız küçük baş belası,' diye düşündü. Hiç yoktan, Nicolas'ın sesi odadaki gerilimi kesti. "Onunla yatmadım." Noelle şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı, kafası karışmış bir şekilde ona bakıyordu. Nicolas onun bakışlarıyla karşılaştı ve sakince açıkladı, tonu ölçülü ama dürüstlükle doluydu. "O sadece seni korkutmak için tuttuğum bir aktristi. Aramızda hiçbir şey olmadı." Odaya sessizlik çöktü. Nicolas'ın bunca zamandır numara yaptığını itiraf ettiğine inanamadılar. Genellikle grubun en sessizi olan Declan bile, merakı artmış bir şekilde Nicolas'a bakmaktan kendini alamadı. Nicolas Noelle'i daha bir gündür tanıyordu—ama işte, onunla tamamen açık sözlüydü. 'Olabilir mi... O ciddi mi? Ondan mı hoşlanıyor?' diye merak etti. "Beni korkutmak için mi? Neden?" Noelle başını eğdi, hala neler olup bittiğini anlamıyordu. Nicolas herkesin önünde tam bir açıklamaya girmek istemedi, bu yüzden omuzlarını silkti, tonu belirsizdi. "Karmaşık. Boşver." Noelle daha fazla soru sormadan, bir personel aceleyle geldi ve herkese avın bir sonraki turunun başlamak üzere olduğunu hatırlattı. "Avın bir sonraki turu yakında başlıyor. Lütfen ekipmanlarınızı giyin ve girişe gidin." "Başlıyor gibi görünüyor. Hadi gidelim," dedi Nicolas, konuşmayı hızla yeni bir yöne çevirerek. Noelle hemen odağını değiştirdi. "Sonunda! Hadi gidelim!" Grup girişe doğru yürümeye başlarken, Nicolas aniden durdu ve Noelle'in kolunu yakaladı. Noelle şaşkınlıkla döndü, ona baktı. "Ne oldu Nick?" Nicolas hafifçe eğildi, vücudu onunkine yaklaştı ve dudakları kulağına değerek alçak ve sert bir sesle fısıldadı. "Bundan sonra, başka adamlarla otele gitmeyi öylece kabul etme, tamam mı?"