“Hayır,” diyor, bana hoşgörüyle gülümseyerek ve o da biraz daha yakınlaşarak. Sonra, beni hem şaşırtıp hem de memnun ederek, bana hayat hikâyesini anlatmaya başlıyor. Sonraki yarım saat boyunca kendimi Ivan’ın hikâyesine pürdikkat kesilmiş, garsonun yine getirdiği tekila kadehini yudumlarken, içkinin keskinliğini ve tadını damağımda hissederek buluyorum. Aslında gerçekten ama gerçekten ilginç biri