Sherlyn, "Ablamın adı..." dedi. Francine aniden Sherlyn'in üzerindeki aşırı parfüm kokusunu aldı ve öğürdü. Hizmetçilerden biri bunu görünce Sherlyn'i iterek kenara çekti ve "Çekil kenara! Genç hanımımızın şu an seninle konuşacak vakti yok!" dedi. "Hanımefendi, iyi misiniz?" Francine o kadar çok öğürmüştü ki, neredeyse bayılacak duruma gelmişti ve içeri girmeden önce hizmetçilerin yardımına ihtiyaç duydu. Sherlyn, sorularına cevap alamadan kenara itilmesine çok sinirlenmişti. Ne yazık ki, orada kimin yaşadığıyla uğraşmaya cesaret edemedi. Holden ailesinin şoförü camı indirdi ve ona bir tavsiye verdi. "Sadece git buradan. Böyle bir yere burnunu sokmamalısın." Sherlyn ona dönerek sordu: "Siz bu ailenin şoförü müsünüz? Bana burada kimin kaldığını söyleyebilir misiniz?" Şoför temkinli bir şekilde cevap verdi: "Size bu bilgiyi açıklayamam, ama duyduğuma göre aile kısa süre önce yeni bir grup hizmetçi aldı. Ablan onlardan biri olabilir." 'Corinne burada hizmetçi mi olmak için?' diye düşündü Sherlyn. 'O Alpha Enterprises'da stajyer değil miydi?' Sherlyn daha fazla soru sormak istedi, ancak şoför arabayı garaja sürmüştü bile. Tüm durumun giderek daha karmaşık hale geldiğini düşündü ve Corinne ile ilgili ne olup bittiğini öğrenmek için Alpha Enterprises'da çalışan eski bir sınıf arkadaşını aradı. Sonra, Corinne'in kovulduğunu öğrendi. 'Kovuldu mu? Corinne'in bu evde hizmetçi olarak çalışmasının nedeni bu mu? Kiralık daire bulmak bir yalandı! Hizmetçi olarak yirmi dört saat çalışması gerektiği için buraya taşınmak zorunda kaldı! Zaten yapabileceği tek şey bu ve eve giydiği o pahalı ceket muhtemelen sahibinden çalınmıştı!' Bunu düşününce Sherlyn son derece keyiflendi ve sonunda eve dönüp babasına keşiflerini bildirmeye hazırdı. Holden malikanesinin ikinci katında, Corinne baştan aşağı cama yaslanmış, Sherlyn'in gösterişli yürüyüşüyle ayrılışını izlerken sinsice gülümsüyordu. - Ertesi gün öğlen, zarif yaşlı bir kadın uzun bir Humvee'den indirilerek eve getirildi. Francine yaşlı kadını görünce ona doğru koştu ve "Babaanne! Sonunda geldin!" dedi. "Çağrını aldıktan sonra bugün için en erken uçak biletini ayarlattım." Francine ve Jeremy'nin babaannesi Pamela Holden, torununa baktığında kalbi kırılmış gibi görünüyordu. "Francine! Seni son gördüğümden beri çok zaman geçmedi ama çok kilo vermişsin gibi." Francine acı içinde, "Babaanne, Jeremy'nin karısı evlendikten hemen sonra evde bana karşı baskı kurmaya çalıştı. Yaptıklarından sonra o kadar kötü kustum ki hastaneye kaldırıldım..." dedi. Pamela dinç görünüyordu ve gözlerinde keskin bir parıltı vardı. "Yeni gelinimi ve değerli torunuma zorbalık etme cesaretini nereden bulduğunu merak ediyorum. Birisi şu Corinne kızını aşağı getirsin lütfen?" Francine, Pamela'ya kanepede yardım etti ve türlü tatlı sözlerle ona sokuldu. 'Corinne bugün cezasını çekecek! Babaannemin ona dersini vermesini görmek için sabırsızlanıyorum!' diye içinden geçirdi. Bir süre sonra Corinne, kahya tarafından aşağı getirildi. "Sen Corinne misin?" Pamela onu baştan aşağı süzdü. Corinne başını salladı. "Tek ve gerçek olan benim. Size nasıl yardımcı olabilirim, yaşlı hanım?" Pamela'nın ifadesi düşmanca görünüyordu. "Francine'e o kadar kötü zorbalık ettiğini duydum ki hastaneye kaldırılmak zorunda kaldı. Jeremy ile evlendikten hemen sonra evin hanımı gibi davranabileceğini mi sanıyorsun?" Corinne, yaşlı kadının kim olduğuna dair kabaca bir tahminde bulundu ve Francine'in gerçekleri kendi avantajına nasıl çevirdiğine dair bir fikri vardı. Kendine güvenen ancak boyun eğmeyen bir tavırla açıklama yapmaya çalıştı: "Hanımefendi, 'göze göz, dişe diş' diye bir söz vardır, eminim duymuşsunuzdur. Bayan Francine dün başımdan aşağı pis kokulu bir kova su döktü, ben de karşılık olarak kafasını tuvalete soktum. Ona zorbalık edip etmediğim konusu gündeme bile gelmez." Pamela torununa dönerek baktı. "Bu doğru mu, Francine?" Francine gözyaşları içinde başını salladı. "Onun yalanlarına inanma, Babaanne! Dün evde bir sürü hizmetçi vardı, hepsi benim için tanıklık edebilir!" Francine, birkaç hizmetçiye onun adına kefil olmaları için bir işaret verdi. "Genç hanımın genç hanımefendiyi asla provoke etmediğine tanıklık edebilirim." "Ben de kefil olabilirim!" "Ben de!" Pamela'nın sert bakışları bir kez daha Corinne'e döndü. "Şimdi söyleyecek başka bir şeyin var mı?" Corinne çaresizce kaşlarını çatarak hizmetçilere baktı. Tüm hizmetçiler Francine'in emirlerini yerine getiriyorsa hiçbir açıklama işe yaramazdı. "Hanımefendi, söylemem gereken her şeyi söyledim. Bana inanmıyorsanız, yapabileceğim başka bir şey yok." Yaşlı kadın soğuk bir şekilde homurdandı. "Hala hatanı kabul etmeyi mi reddediyorsun? Sanırım ailen sana nasıl düzgün bir insan gibi davranman gerektiğini hiç öğretmedi, bu durumda biz sana öğretiriz! Birisi ona Holden ailesinin ev kurallarının bir kopyasını getirsin. Her şeyi yüz kere kopyaladığından emin olun. Bitirmeden yemek yok!" Corinne nutku tutulmuştu ve ikisinin de neden başkalarına nasıl davranmaları gerektiğini öğretmeye bu kadar hevesli olduklarını merak ediyordu. "Benim için adaleti sağlamak üzere burada olduğuna çok sevindim!" Francine keyifle Pamela'ya yaslandı ve sehpadan bir hamur işi aldı. "Uçaktan indikten sonra acıkmış olmalısın. Önce biraz hamur işi yemek ister misin? Bu arada mutfağa en sevdiğin yemeği hazırlatacağım." Corinne hemen yüksek sesle "Dur, onu yiyemezsin!" diyerek onu durdurmaya çalıştı. Francine mutsuz bir şekilde karşılık verdi: "Burası bizim evimiz, Corinne. Babaannem istediği her şeyi yiyebilir." Sonra Pamela'ya döndü ve "Onu görmezden gel, Babaanne. Hadi, bir ısırık al." dedi. Corinne onları durdurmak için bir şey yapamadan, yaşlı kadın değerli torununun kendisine yedirdiği hamur işinden büyük bir ısırık almıştı bile. Francine Corinne'e meydan okurcasına baktı ve "Neden ev kurallarını kopyalamaya başlamıyorsun? Unutma, yüz kere yapman gerekiyor!" dedi. Aniden Pamela'nın yüzü morardı, gözleri fal taşı gibi açıldı, ağzını açtı ve nefes almak için çırpındı. Francine şaşkınlıkla geri çekildi. "Babaanne? Sana ne oluyor?" Yaşlı kadında bir sorun olduğunu görünce Corinne hızla öne atıldı ve onu kontrol etti. Francine tiksinerek onu itti. "Defol! Babaanneme dokunma!" "Şu anda hayatı tehlikede. Engel olma!" "Tehlike mi? Babaannem için tehlike olan sensin!" Francine, Pamela'nın önünde durdu ve Corinne'in yaklaşmasını engellemek için tırnaklarıyla ve dişleriyle savaştı. Çaresizlik içinde Corinne, Francine'e bir tokat attı ve Francine bir kenara savruldu. Sonra Corinne hemen Pamela'ya gitti, kadına yardım etti ve karnına sarılarak şiddetle zıpladı. Francine yüzünü kapadı, kalktı ve Corinne'in büyükannesine işkence ettiğini görünce dehşet içinde bağırdı. "Ah! Corinne aklını kaçırmış! Babaannemi öldürmek istiyor! Neden hepiniz öylece duruyorsunuz? Babaannemi kurtarın!" diye bağırdı. Holden'in erkek hizmetçileri Corinne'i kuşattılar, ancak Corinne hala Pamela'yı tuttuğu için herhangi bir aceleci hareket yapmaktan çekiniyorlardı. "Yaklaşmayın!" Corinne, hala Pamela'ya arkadan sarılarak birkaç adım geri çekildi. "Hanımefendi!" "Hanımefendimizi serbest bırakın!" "Aptalca bir şey yapma!" Aniden, sert bir ses "Bu gürültü de neyin nesi?" diye sordu. Jeremy içeri girdiğinde hava basıncı aniden düşmüş gibiydi. Francine, kurtarıcısıymış gibi Jeremy'nin kollarına kendini attı. "Babaannemi kurtarmalısın! Corinne'in ellerinde ölmek üzere!" Jeremy kaşlarını çattı. Büyükannesini rehin tutan Corinne'e baktı. "Neden yaşlı bir kadına elini sürmen gerekti?" Corinne açıklama yapmak üzereydi, ancak Francine tekrar araya girdi: "Babaannemi kızdırdı ve ev kurallarını kopyalamakla cezalandırıldı. Bu tür bir cezayı kabul edemediği için Babaannemden intikam alıyor! Jeremy, o kadın deli! Hemen ondan boşanmalısın!" Jeremy, sorun çıkaran Francine'i itti ve Tommy'ye teslim etti. Tehlike dolu gözleri Corinne'e dik dik bakarken, "Yaşamak istiyorsan, büyükannemi hemen bırak." diye emretti. Corinne, "Bekle!" dedi. Jeremy sabırsızlanmaya başladı. "Neyi bekleyeyim?" Pamela şiddetle öksürmeye başladı ve ancak o zaman Corinne yaşlı kadını serbest bıraktı. Holden ailesinin hizmetçileri hemen yaşlı kadını kuşattılar ve ona yardım ettiler. Jeremy, büyükannesinin şiddetle öksürdüğünü ve nefes nefese kaldığını görünce Corinne'in boynunu yakaladı ve "Büyükanneme böyle bir şey yapacak cesareti nereden buldun?" diye sordu. "Ben... Öhö..." Corinne'in ayakları havada sallanıyordu ve yüzü kızarmıştı. Jeremy'nin kıpkırmızı gözlerinden yoğun bir öldürücü aura sezebiliyordu.