Corinne kıyafetlerini değiştirip dışarı çıktığında Jeremy odada değildi. Zaten nereye gittiği de umurunda değildi. Sonuçta evlilikleri bir işbirliğinden ibaretti ve sadece üç ay geçerliydi. Ondan sonra yolları ayrılacak ve birbirlerini bir daha asla görmeyeceklerdi. Corinne kapıyı kilitledi ve uykuya daldı. Ertesi sabah erkenden Corinne kapıdaki tıklamalarla uyandı. Bir hizmetçi, "Hanımefendi, Bay Jeremy size kıyafetlerinizi vermemi söyledi! Hanımefendi!" dedi. Gürültülü ses, Corinne'i yeterince uyuyamadan uyandırmıştı. Ancak, başkasının evinde yaşadığı için yapabileceği bir şey yoktu. Kalkıp kapıyı açmak ve hizmetçinin getirdiği elbiseyi almak zorunda kaldı. Hazırlanıp giyindikten sonra Corinne, bir şeyler atıştırmak için odadan çıktı. Şaşkınlığına bir tas pis kokulu soğuk su üzerine döküldü. Aynı anda kahkaha sesleri duydu. Gözleri pis kokulu su yüzünden bulanıklaştı. Sudan tamamen kurtulana kadar ne olduğunu anlayamadı. Karşısında yaşıtı bir kız vardı. Kız, özenli bir makyaj yapmıştı ve zafer kazanmış gibi sinsi bir şekilde gülümserken kibirli görünüyordu. Holden ailesinin hizmetçilerinden birkaçı kızı çevrelemişti ve birinin elinde boş bir su kabı vardı. Pis, kirli suyun Corinne'in üzerine döküldüğü çok açıktı. Corinne hafifçe kaşlarını çattı, ıslak kirpiklerindeki sudan kurtulmak için gözlerini kırpıştırdı ve kıza sakince baktı. Sonra, "Sen kimsin? Ve neden üzerime su döktün?" diye sordu. Kız dudaklarına en yeni ruju sürmüştü ve kibirli bir şekilde, "Benim adım Francine. Holden ailesinin genç hanımıyım ve Jeremy benim kardeşim!" dedi. Görünüşe göre kız, Corinne'in 'kayınvalidesiydi'! Corinne bir kaşını kaldırarak, "Peki, neden üzerime su döktün?" diye sordu. Francine çenesini kaldırdı ve Corinne'e küçümseyerek baktı. "Yerini bil diye! Aileye gelin geldin diye genç hanımefendi olacağın gibi yanlış bir izlenime kapılma! Sen bu role uygun değilsin!" Corinne kaşlarını çattı. "Ama bu, abinin karısı olduğum gerçeğini değiştirmiyor, bu da beni senin yengen yapıyor! Bana böyle davranmanın sana yakışmadığını düşünmüyor musun?" Francine güldü ve azarladı, "Yenge mi? Saçmalama! Kendini çok fazla önemseme! Abim dün gece seninle yatmadı bile. Düğün gecesinde başka bir odada tek başına uyurken nasıl olur da kendini abimin karısı olarak adlandırma cüretini gösterirsin? Sana dürüst olacağım, abim seninle sadece hasta olan büyükbabamı memnun etmek için evlendi. Hastalığından iyileştiği zaman, hemen bizi terk etmek zorunda kalacaksın!" Corinne nutku tutulmuştu ama sonunda Jeremy'nin neden evlenmek için bu kadar istekli olduğunu anladı. Francine tekrar uyardı, "Sakın abime güvenmeyi düşünme bile. Senin gibi bir kadına asla aşık olmayacak! Sen sadece kağıt üzerinde karısısın ve ailemizin gözünde hiçbir şeysin. Hatta bir hizmetçiden bile aşağıdasın! Abim burada olmadığında ne dersem o olur ve benim kurallarıma da uymak zorundasın, anladın mı?" Corinne ciddiyetle başını salladı. "Anladım. Aklımda tutacağım!" Francine, Corinne'in korkak ifadesini görmekten memnundu. "En azından öğreniyorsun. Kim olduğunu aklında tut! Hadi kızlar, gidelim. Bugün manikür randevum var ve manikürcü yakında burada olacak..." Francine hizmetçilerle birlikte ayrılmak üzereyken söyledi. "Bekle!" diye seslendi Corinne. Francine durdu ve sabırsızlıkla ona baktı. "Ne var? Bir itirazın mı var?" Corinne gülümsedi. "Hayır, Francine Hanım. Sadece... Daha dün evlendim ve kuralların ne olduğundan pek emin değilim. Bana açıklayabilir misin? Aklımda tutacağım ve onlara uyduğumdan emin olacağım." Francine bir an şaşırdı ama kısa süre sonra küçümseyerek kıkırdadı. "Senin gibi yoksul ailelerden gelen kadınlar gerçekten dünyanın yollarını iyi biliyor! Tamam, madem sordun, nelere dikkat etmen gerektiği hakkında sana kabaca bir fikir vereceğim! Dikkatlice dinle o zaman. En iyi davranışlarını sergilesen iyi olur." "Umm, tamam, bir dakika bekle..." Corinne alçakgönüllülükle tavsiye istedi. "Francine Hanım, hafızam pek iyi değil. Benimle odaya gelip her şeyi yavaş yavaş anlatır mısın? Talimatlarını kelimesi kelimesine yazmak istiyorum." "Ugh, çok zahmetli!" Francine biraz sinirlenmişti ama kuralları koyma fırsatından vazgeçmeye niyeti yoktu. Bu nedenle, isteksizce Corinne'i odaya kadar takip etti. Şaşırtıcı bir şekilde, içeri girer girmez kapı çarparak kapandı ve Corinne hemen kilitledi. Hizmetçiler içeri girmeyi başaramadılar ve dışarıda kilitli kaldılar. Kısa bir şaşkınlık anının ardından, odanın içinden Francine'in çığlıklarını duydular ve endişeyle kapıyı çaldılar. "Francine Hanım? Francine Hanım?! Her şey yolunda mı?" Francine odaya girer girmez Corinne saçından yakaladı ve onu banyoya sürükledi. Francine dehşet içinde çığlık attı, "Ah! Ne yapıyorsun?! Bırak beni!" Corinne bir eliyle Francine'in saçını kavradı ve diğer eliyle bileklerini sıkıştırdı. Francine'in çırpınan kollarını yere sabitledi. "Söyle bana, üzerime ne döktün?" diye sordu Corinne. O anda bir iblis gibi görünüyordu ve Francine sonunda Corinne'in daha önce itaatkar görünen tavrının bir maskeden ibaret olduğunu fark etti. Francine kendini korkmaktan alamazdı. "O... O mutfakta balık temizlendikten sonra kalan su!" "Öyle mi?" Corinne dudaklarını büzerek gülümsedi. Bir saniye sonra, Francine'in kafasını tuvalet kasesine soktu. Francine bağırmaya çalıştı ama yüzü suyun altında kaldıktan sonra çığlıkları sadece gurultuya dönüştü. 30 saniye sonra Corinne kafasını dışarı çekti ve "Nasıl hissettiriyor, Francine Hanım?" diye sordu. Yüzü bembeyaz olmuş ve saçı başı dağılmış olan Francine, "N—Nasıl... Nasıl c—cüret edersin bana bunu yapmaya! Sen..." dedi. Corinne sakin bir şekilde, "Sen başlattın ve ben sadece ödeşiyorum. Madem üzerime balık suyu döktün, sana tuvalet suyundan tattırmam adil olur." dedi. 'Bu kadın deli!' diye düşündü Francine. Sonra çılgınca çığlık attı, "Gah! Ben Holden ailesinin genç hanımıyım! Abim beni çok seviyor! Bana böyle davranmaya nasıl cüret edersin?!" Corinne onu görmezden geldi ve "Holden ailesinin genç hanımı olman umrumda değil. Abin benimle evlendi, böylece ben Holden ailesinin genç hanımı olabileyim, senin kum torban değil. Bugünü hatırla ve bir daha asla bana bulaşma!" dedi. Sonra kafasını tekrar tuvalet kasesine bastırdı. Sonra, ellerini soğuk bir şekilde geri çekti. Francine başını aniden kaldırdı ve nefes almak için çabaladı. O kadar iğrenmişti ki neredeyse gözyaşlarına boğulacaktı. Francine ilk kez böyle bir aşağılanma yaşamıştı. Kendini tuvalet kasesine yasladı ve dişlerini gıcırdatarak Corinne'i tehdit etmeden önce birkaç kez kustu, "Bekle sen Corinne! Yemin ederim abime seni boşattıracağım!" Corinne gülümsedi. "Öyle mi? Bu harika bir haber! Yardımınız için şimdiden teşekkürler, Francine Hanım!" Corinne'in kayıtsızlığını gören Francine, tehditlerinin boşa gittiğini ve pratik olarak işe yaramaz olduğunu hissetti. Francine'i sürükleyip odadan dışarı ittikten sonra Corinne pis kokulu kıyafetlerini çıkardı ve duş almaya gitti. Giyebileceği başka kıyafet yoktu ve banyodan sadece bir banyo havlusuyla sarılı olarak çıkmak zorunda kaldı. O anda, başucundaki masanın üzerinde ekranının titrediğini gördü. Corinne'in iş arkadaşı Joanna Johnston'dan bir çağrıydı. Corinne telefonu açar açmaz, Joanna'nın endişeli sesiyle karşılandı. "Kötü haber Corinne! Şirkette büyük bir şey oldu! Buraya gelmen gerekiyor, çabuk!"