Jeremy başını hafifçe kaldırdı ve küçük boş balkona bakarken gözlerini kıstı. Kısa bir an sonra, "Şimdilik adamları içeri alabilirsiniz," dedi. "Pekala, şey…" Tommy şaşırmıştı, ancak Jeremy'nin emrini sorgulamaya cesaret edemedi. Bu nedenle, emri almak ve arkasındaki adamlara bir işaret vermek için elini sallamakla yetindi. "Herkes, benimle içeri gelin." Holden'ların düğün alayı, Carew'lerin villasının kapısında hediyeler için yalvaran nedimeler tarafından engellenmişti, bu da özellikle canlı bir atmosfere neden oluyordu. Kimse damadın villanın arka kapısına gittiğini fark etmedi. Orada, bir kız neşeyle 'Düğün Marşı'nı mırıldanarak villadan dışarı çıkıyordu. Henüz çok uzaklaşmamıştı ki bir el yakasının arkasından yakaladı. Sonuç olarak, tüm vücudu havaya kalkmış ve iki ayağı da çaresizce sallanıyordu. "Öylece kaçabileceğini mi sandın?" Adamın sesi gürdü. Tonunda güçlü bir saldırganlık ve soğukluk belirtileri vardı. Corinne adama dönük değildi, ancak Jeremy'nin sesini hemen tanıdı. Jeremy'nin onu daha önce uzaktan sadece bir bakışla tanımış olmasına şaşırmıştı. Yine de, bu olasılığa hazırdı. Corinne, Jeremy'ye bakmak için döndü ve yapmacık bir tonla peltek bir şekilde konuştu. Kekeledi ve "B-B-Bayım? Siz kimsiniz? N-Neden beni ç-çekiyorsunuz?" dedi. Jeremy yüzünü görünce şaşkına döndü. Şok içinde bir anda onu bıraktı. Önündeki kadının yüzünde bolca ben, birleşik kaşları, sosis dudakları ve her renkte göz farları vardı. Görünümü son derece çirkindi. Corinne'nin kalbi, Jeremy'nin çirkin görünüşüyle korkutulduktan sonraki ifadesini görünce neşeyle doldu. Aptalı oynamaya devam etti ve sersemlemiş bir halde, "Bayım, siz e-evleniyorsunuz, değil mi? Y-Yanlış yoldan g-gidiyorsunuz! Ön k-kapıdan g-gitmeniz gerekiyor! G-Gelininiz orada bekliyor!" dedi. Jeremy gözlerini kıstı, önündeki çirkin kıza soğuk bir şekilde baktı ve neredeyse oyununa inanmıştı. İnce dudakları bir gülümsemeyle kıvrıldı ve "Öyle mi? O zaman neden Holden'ların eşsiz nişan yüzüğünü takıyorsun?" dedi. Bununla birlikte, elini yakaladı ve yüzük parmağındaki pırlanta yüzüğe bakmak için kaldırdı. Corinne nutku tutulmuştu. Hilesi ortaya çıkmıştı! Onu çıkarmayı unutmuş değildi, ancak yüzük parmağına kök salmış gibiydi. Ne kadar uğraşsa da çıkaramıyordu. Jeremy'nin çekici gözleri karanlık ve anlayışlıydı. Ne düşündüğünü görebiliyordu, bu yüzden bunu açıklayarak "Boşuna uğraşmana gerek yok. Bu yüzük, bazı özel malzemelerle karıştırılmış platinden yapılmıştır. Onu çıkarmanın tek yolu özel bir esansiyel yağ ile yağlamaktır," dedi. Corinne dişlerini sıktı. Bu onun cebinde sakladığı bir numaraydı ve artık kaçmaktan vazgeçmek zorundaydı. "Artık bu noktaya geldiğimize göre, birbirimizle dürüst bir şekilde konuşmamızı öneriyorum. Benimle evlenmek istemediğini ve sadece bazı gizli nedenlerden dolayı isimde bir eşe ihtiyacın olduğunu biliyorum. Yanılıyor muyum?" Jeremy cevap vermedi, ancak onun akıllı bir kadın olduğunu kabul etmek zorundaydı. Corinne gülümseyerek, "Bu durumda, kız kardeşim Sherlyn seninle evlenmeye daha istekli. O benden daha güzel ve vücudu benimkinden çok daha iyi. Eğer onunla evlenirsen her şey mükemmel olacak!" dedi. Jeremy gözlerini kıstı, önündeki kızın onunla evlenmeye bu kadar karşı olup olmadığını merak etti. Aslında, ondan kaçınmaya çalışıyor gibiydi! Bu daha önce hiç olmamıştı. Geçmişte tanıştığı tüm kadınlar, dikkatini çekmek ve onun kadını olmak için ellerinden geleni yapmışlardı. Ancak, o yapışkan olmayan birini istiyordu. Jeremy ince dudaklarını büzdü ve "Sadece nişan yüzüğümü takan kişiyle evleneceğim," dedi. Corinne kaşlarını çattı. "O zaman bu kolay olmalı. Bana o özel esansiyel yağdan getir. Yüzüğü hemen çıkarıp sana geri vereceğim. Sonra onu Sherlyn'e verebilirsin!" Jeremy omuzlarını silkti. "Bende yok." "O zaman git biraz al!" "Artık kimse üretmiyor. Öylece alınabilecek bir şey değil." "Anlıyorum..." Corinne dişlerini sıktı. Zoraki bir gülümsemeyle, aniden elini kaldırdı ve adamın arkasını işaret etti, "Bayım, bakın! Gökkuşağı renkli bir domuz!" Jeremy uzun bir surat astı, ince dudaklarının köşeleri hafifçe seğirmeye başladı. 'Ne kadar çocukça.' Bir sonraki saniyede, kaçmak üzere olan Corinne, adam tarafından tekrar yakalandı. Jeremy onu omzuna aldı ve Corinne'nin tekmeler atmaya çalışmasına rağmen umursamaz bir şekilde uzaklaştı. - Villaya geri döndüğünde, Tommy yakışıklı sağdıçları oturma odasına götürmüştü ki telefonu çaldı. Arayan Jeremy'di. Tommy durdu ve telefonu açtı. Sonra, arkasını döndü ve diğer adamlarla birlikte ciddi bir ifadeyle ayrıldı. Bunu gören kendini beğenmiş Lilliana bir an afalladıktan sonra onlara doğru koştu. "Nereye gidiyorsunuz, Bay Tommy? Gelin hemen içeride bekliyor," diye sordu. Tommy Lilliana'ya baktı ve "Bay Jeremy gelini kendisi aldı bile," dedi. Lilliana kafası karışmıştı. "Aldı mı? Ama nasıl? Sherlyn hala evin içinde!" Tommy kaşlarını çattı. "Sherlyn? Hanımefendi, yanılıyor olmalısınız. Bay Jeremy'nin evlenmeyi düşündüğü kadının adı Sherlyn değil!" Bundan sonra, Lilliana'nın yanından buz gibi bir şekilde geçti ve adamlarını arkasına bakmadan uzaklaştırdı. Lilliana olduğu yerde kök saldı ve yüzü soldu. İçinden, 'Ne? Ben… yanılıyor muyum?' diye düşündü. Tüm akraba ve arkadaşları fısıltıyla konuşmaya başladı. Herkes daha önce Marvin'e yaranmaya çalışıyordu, şimdi ise onunla alay ediyorlardı. Çok utanmıştı ve ifadesi inanılmaz derecede çirkindi. Arkasını döndü ve Lilliana'ya kendisine aptalca davranmasına neden olduğu için bağırdı. "Neler oluyor Lilliana? Bay Jeremy Sherlyn ile evlenecek demedin mi?" Lilliana çaresiz bir ifade takındı ve "Ben... bunun nasıl olduğunu bilmiyorum! Holden'lar o gün bize evlilik hediyelerini teslim etmeye geldiklerinde, kızınla evlenmek istedikleri için olduğunu söylediler. Tüm hediyeleri bize teslim ettiler! Gördün, değil mi Marvin?" dedi. Marvin Lilliana'ya sıkı bir tokat attı. "Senin yüzünden ailem alay konusu oldu! Her şeyi önceden teyit etmeden tüm bu düzenlemeleri nasıl yapabilirsin?" Damadın gelip kendisini almasını bekleyen Sherlyn, ailesinin dışarıda tartıştığını duydu. Odadan çıktı ve "Baba! Anne! İkiniz de ne yapıyorsunuz?! Damadım nerede? Jeremy nerede?" diye sordu. "Sherlyn, Bay Jeremy'nin adamları az önce bir hata olduğunu söylediler. Gerçek gelinle birlikte ayrıldılar bile!" Sherlyn şok içinde soldu. "Ne? Nasıl bu kadar büyük bir hata olabilir ki Anne? Bay Jeremy benimle evlenmeyecek miydi?" Lilliana, Marvin'in tokat attığı yüzünün yanını kapattı. "Lütfen beni suçlama Sherlyn. Ben de kafam karışık..." Sherlyn ve Lilliana'nın karakterlerinden uzun süredir bıkmış olan akrabalar, yaraya tuz basmaya başladılar. "İşler bu şekilde sonuçlandığına göre artık olay çıkarmaya gerek yok Sherlyn. Düşündüğünde, Bay Jeremy gibi birinin senin gibi skandal dolu bir aktrisle evlenmek istememesi oldukça açık!" "Dürüst olmak gerekirse, Holden'lar gibi birinci sınıf bir aileyle nasıl bağlantı kurmayı başardığına hala aklım ermiyordu. Anlaşılan, her şey bir hataymış!" "Sadece aktris olmaya geri dönmelisin Sherlyn! Sonuçta, zengin bir adamla evlenme şansın ancak o zaman olur! Hahaha!" Sherlyn tüm akrabalarının alaylarına dayanamadı, bu yüzden Lilliana'ya öfkeli bir bakış attıktan sonra odasına saklanmak için koştu. Onların iğneleyici sözleri sinir bozucuydu ve bir daha kimsenin yüzüne bakmaktan utandı. Bir soru cevapsız kaldı: hata nasıl olmuş olabilirdi? 'Bay Jeremy bana bir yüzük vermedi mi?' Gerçeği kabul etmekte zorlanıyordu ve olanlara inanamıyordu. 'Bay Jeremy ne tür bir kadını alıp götürdü ve o kim? O da benimle aynı soyadına sahip. O da yakında mı yaşıyor?'